2013 U20 organizasyonu tamamlandı ve Türkiye kocaman bir SIFIR aldı. Organizasyonda ülkemizi temsil eden U20 takımından bahsetmiyorum. Türkiye’nin yaptığı, FIFA tarihinin en sönük U20 evsahipliğinden bahsediyorum.
Bundan önceki son U20 turnuvası Kolombiya’daydı. Turnuva boyunca maçları 1.309.929 kişi izledi. Her maçı ortalama 25.191 kişi izledi.
Hatta Kolombiya’yı bırakalım, Türkiye’nin ev sahipliğinden önceki en sönük evsahibi ülkeyi ele alalım. Şimdiye kadar en sönük evsahipliği Hollanda’da gerçeklemiş. Maçları toplam 502.698 kişi izlemiş. Ortalama izleyici sayısı 9.667’de kalmış.
Türkiye mi? Türkiye’de son iki maç hariç seyirci sayısı 261.509‘da kaldı. Son iki maçın seyirci sayısı tıpa tıp aynı: 20.601. Bunun sebebi bizimkilerin “uyanıklık” yapmış olması. Son iki maç aynı stadyumda üç saat arayla yapılmış. Yani iki maçın seyircisi aslında aynı kitle. Mükerrer sayılmış.
Son numarayı yediler mi yemediler mi bilmiyoruz ama FIFA yetkililerinin seyirci sayısının düşüklüğünden memnun olmadıkları kesin.
Bakın Türkiye Futbol Federasyonu Başkan Vekili ve U20 Dünya Kupası Yerel Organizasyon Komitesi Başkanı Servet Yardımcı bu konuda ne diyor:
“Şu ana kadar en az ilgi gösterilen, en az seyircinin geldiği 20 Yaş Altı Dünya Kupası’nı organize ettik. Toplam 261 bin seyirci geldi. Çocuklara ve ailelerine bedava bilet sunmamıza rağmen tribünler boş kaldı. Sebeplerini araştırıyoruz“
TFF yetkilisi beyzadelerimiz sebepleri araştırmak için kendilerini hiç yormasınlar. Trabzon halkının neden ilgi göstermediğini zaten en iyi TFF’nin bilmesi lazım. TFF bir şehrin bağrından çıkan kulübe 2 yıl boyunca her konuda çifte standart uygulayacak, kulüp camiasına ve şehre adeta düşman muamelesi yapacak; sonra TFF’nin organizasyonuna hiç izleyici gelmeyince de şaşıracak. Yok öyle şey.
Trabzon halkı TFF yüzünden futboldan o kadar soğudu ki bırak U20 maçlarını 2 yıldır kendi takımının maçlarına bile çok az ilgi gösteriyor. İnsanlarda heves kalmış olsa önce kendi kulüplerinin maçına giderlerdi. Sporla yatıp sporla kalkan koca bir şehri spordan soğuttuğunuz sayın TFF. Daha hala bunun “sebeplerini” mi araştıracaksınız?
Türkiye geneline gelelim. Bu rakamlar Türkiye ile ilgili çok daha derin bir gerçeği ortaya koyuyor: insanlar futbol sporunu sevmiyor. Eğer insanların sevdiği şey futbol sporu olsaydı böyle bir turnuvaya, neredeyse bedava bilet dağıtılırken gelmezlik ederler miydi?
Peki nasıl oluyor da lig maçlarında tribünler hınca hınç dolarken, kulüp ürünleri peynir ekmek gibi satarken geleceğin yıldızlarının bu güzel rekabetini izlemeye kimse, bedava bile olsa gelmiyor? TFF araştırmakla uğraşmasın çünkü bunun da sebebi basit: insanlar futbolu değil KAZANMAYI seviyor.
Ankara’da, İzmir’de, Adana’da, Bursa’da, Eskişehir’de, Antalya’da ve diğer şehirlerde yaşayan, orada doğmuş büyümüş milyonlarca insan kendi şehrinin takımına karşı İstanbul’un bu üç takımından birine sarılmış. Kim bilir hayatının hangi aşamasında papatya falı misali hangi rastgele olay üzerine tercih ettiği bu takımın başarısı üzerinden kendi egosunu tatmin etmeyi seçmişler ve hep bu yolda yürüyorlar. Böyle seyirci ancak kazanmaktan anlar. Futbolun güzelliğinden falan anlamaz.
Bu ülkeye kazanmayı seven değil futbolu seven seyirci lazım. Sahada kim daha iyi oynarsa onu tutan taraftar lazım.
Evet Türkiye futbolda Avrupa’nın en büyük 7. ekonomisi. Fakat başarı sıralamasında Avrupa’nın sonlarında. Çünkü para futbola, altyapıya, sporun kendisine harcanmıyor. Her yolu mübah görerek kazanmak uğruna harcanıyor yani şike için harcanıyor.
Ama alan razı satan razı öyle değil mi sayın TFF üyeleri? Zaten seyirci de tam olarak bunu istiyor. Aldığı kupayla “şike şike!” diye böbürleniyor bazı taraftarlar. Haksız olduğu bir davanın sürüncemede bırakılmasından istifade “Kanırta kanırta” diye şikesiyle gururlanan futbolcularımız var. Ne güzel değil mi sayın Demirören?
Türkiye’deki bu futbol zihniyetine ve TFF’nin bu rezil yönetimine rağmen yine de 200 bin seyirciyi geçilmiş olması mucizedir. Bedava bilet dağıtıldığı halde bunu söylüyorum. Evet bilet bedava ama beyin de bedava sayın TFF yetkilileri. Artık biraz da ülke futbolunu kurtarmak için kafa yorun. Çeteleri, çıkar ilişkilerini değil.