TOROĞLU’NUN HIYARLARI

Aziz Yıldırım’ın 3 Temmuz’da kelepçelenmesi ile kamuoyunun haberdar olduğu ve futboldan ciddi anlamda insanları soğutan şike sürecinin ilk gününden bu yana hem medyada hem TFF’de hem de siyasette birbirinden tutarsız ve çelişkili tutumlar gördük.

Bu sürecin başlangıcında daha başrol oynamasına rağmen ustaca bir manevra ile sıyrılan dönemin TFF Başkanı Mahmut Özgener birçok tapede adı geçmesine ve TFF başkanından çok Aziz Yıldırım’ın yaveri gibi iş görmesine rağmen köşesine çekildi; yerine Fenerbahçe Kadın Voleybol Takımı’nın efsanevi başkanı Mehmet Ali Aydınlar seçildi. Şike süreci ile ilgili ilk açıklamalarından birisi “durum vahim” olmasına rağmen Fenerbahçe camiasına en ufak ceza vermekten imtina ederek ve Trabzonspor’un gasp edilen şampiyonluğa dair tescili iptal talebini görmezden gelerek görev süresinin sonuna kadar durumu idare etti, kendi deyimiyle “kriz yönetimi” sergiledi. Hatta bu konu ile ilgili olarak kendisini eleştiren Ali Koç’a itiraf niteliğinde “Yukarıda Allah var; lütfen insaflı olun” diye serzenişte bile bulunmuştu. Görev süresinde gönülden bağlı olduğu camiasını her türlü adalet ve vicdan ilkelerinden ödün vererek olması gereken cezalardan korumak için sahaya yansıma , etik kurulu rapor ve benzeri mekanizmalar uydurdu, bu mekanizmalar ile kamuoyunu ciddi bir süre uyuttu.

Süreç sıkışmaya başlayınca da “Fenerbahçe’yi düşüren başkan” olmak istemediğinden görevi bıraktı. Zira olması gereken buydu ve daha fazla

Cacıklık Hıyar

geciktirmenin artık ahlaki olmayan yollarla bile sağlanması zordu. Bu tabloda adaletten kaçınmak için yüzüne tükürülse “yarabbi şükür” tıynetinde bir adam olunması gerekirdi. Ne kadar Fenerbahçeli olursa olsun Aydınlar bu seviyede bir adam değildi ve o da istifasını sundu…

Aranan niteliklerdeki başkan Demirören’di. 2010-2011 sezonunda İnönü’de oynanan Beşiktaş-Trabzonspor maçı sonrası “Sistem bu maçın berabere bitmesini istiyordu ama Trabzonspor kazandı” diyebilecek kadar dönen dolaplardan şikayetci olan Demirören. En çok BJK camiasını sevindiren bu gelişmede maalesef Trabzonspor Başkanı da müspet yönde oy kullandı. Yeni TFF de eskilerinin izinden giderek, sahaya yansımayan şike, sonucu etkilemeyen teşvik gibi dünya futbol literatüründe tebessümle karşılanacak kavramlar yumurtladılar. Adli yargıdan çıkan cezaları görmezden gelip özerklik kisvesi altında iplerini tutanlara hizmete devam ettiler.

Tüm bu süreçte medya, reyting neredeyse o taraftaydı her zamanki gibi. Ahlak, vicdan, hak, hukuk gibi evrensel kutsal sayılan kavramları ayaklar altına alarak Fenerbahçe’nin yarattığı ekonomik büyüklükten, Süper Lig’imizin süper marka değerinden dem vurarak haklının değil güçlünün yanında olmuştur. Sadece birkaç onurlu kalem ve Trabzonspor medyasının da maalesef sadece bir kısmı bu konuda savaş vermiştir.

Özellikle ekranlarda bu konuda Trabzonspor’un hakkını savunan neredeyse yok gibidir. Zira hem genel akımı karşısına alacak hem de Fenerbehçe lobisi tarafından çukuru kazılacaktır bunu yapanın. Bunu bilen medya gurularımız konudan ya ustaca manevralarla uzak durmuşlardır ya da alenen haksızın tarafında yer almışlardır.

Gelelim Toroğlu’na…
Erman Toroğlu isim olarak Türk Futbolu için daima renkli ve tartışmalı bir isim olmuştur. Trabzonspor Camiası için de zaman zaman bizleri kızdıracak çıkışlar yapmıştır. Yorumlarında fikirlerini sivri dili ile beyan eden, genel olarak kimsenin tekerine çomak sokmaktan çekinmeyen bu adam şike sürecinin öncesinden başlayarak konu hakkında dik ve doğru bir duruş sergilemiştir. Daha önceki hataları sevapları tartışılabilir, bundan sonrası için de nasıl bir duruş sergileyeceğini kimse bilemez fakat Toroğlu Türk televizyonlarının şike sürecindeki Don Kişot’larından biridir. Bu duruşu sergileyebilen Ali Ece, Turgay Demir, Baransu gibi bir elin parmaklarını geçmeyen insan olduğu düşünüldüğünde tavrı çok kıymetlidir.

Erman Toroğlu

Bu tavrın kimi rahatsız ettiği ise yolun doğruluğu konusunda işaret fişeği niteliğindedir. Erman Toroğlu Tahkim Kurulu Başkanı Engin Tuzcuoğlu tarafından dava edilmiştir. Hani şu promosyon merkezi olan, Disiplin Kurulu tarafından, es kaza kuklacının takımına verilen cezaları öyle veya böyle kılıfına uydurup kırpan kurulun başkanı tarafından…

Toroğlu’nun bu adamlar tarafından hedef tahtasına oturtulması bizim nezdimizde söylediklerinin doğruluğuna, tavrının haklılığına dalalettir.

Yarın Türk Futbolu konuşulurken elbette bu karanlık ve çirkef dönem konuşulurken Toroğlu’nun, Ali Ece’nin, Turgay Demir’in, hatta Baransu’nun omurgalı, dik duruşu unutulmayacaktır. Haksızlıklar karşısında eğilmeyen bu insanlar yarın şerefli adamlar olarak anılacaklardır. Bu isimlere saldıran, tehdit eden, dava eden futbol parazitlerinin adları ise Erman Toroğlu’nun canlı yayında cacık yaptığı hıyarlar kadar bile anılmayacaktır.

BMN Linki

Bir Yorum Yazın