Özdemir Asaf’ın en güzel şiirlerinden biridir Denizin Delisi…
Sevdanın bin türlüsünü anlatan şair bu şiiri çok vurucu başlar, “Unutmak mı, delisin” diye.
Bazı sevdalarda unutmak deliliktir gerçekten ve bazı sevdalarda gidilmediğinde bile beklenilir insan.
Ve deniz gibi bekler bazı sevdalılar âşıklarını…
Ama modern zamanlarda böyle sevdalara rastlamak çok mümkün değil galiba. Yoksa nasıl açıklayabiliriz ki 28 yıl önceki unutulmaz zaferin yıldönümündeki tekrarını Giuseppe Meazza’da yine zaferle taçlandıran takımın yuvasına döndüğü maçta tribünlerde boş koltuklar olmasını?
Seksen bin kişi kapasiteli Giuseppe Meazza’da “Bize her yer Trabzon” sloganlarının atıldığı bir zamanda Trabzonspor’un evine dönüş karşılaşmasında tribünlerin dolmaması tüm Trabzonspor Camiası’nın ayıbıdır. Stada giden taraftarlarımızın vermediği destek tek başına bir yazı konusu olmalıdır. Futbolun bir takım sporu olduğu ve en önemli motivasyon kaynağının da taraftar desteği olduğu asla göz ardı edilmemelidir. Bu desteğin birçok zaman takımı ateşleyen önemli bir unsur olduğu Karabükspor ve OSC Lille maçlarında çok açık şekilde görülmüştür.
Trabzonspor bir sponsorlar ağını arkasına almış, medya desteği olan, büyük şehirlerin pazarlama olanaklarına haiz bir kulüp değildir. Ondandır ki Şampiyonlar Ligi’nde ilk iki maçı sonrasında lider olmasına rağmen grubunda haberlerde geçiştirilir. Dolayısıyla her ne kadar borsaya kote bir şirket gibi görünse de endüstriyel futbol çarklarına tamamen kapılmamıştır. O yüzden taraftarı önemlidir Trabzon’da, Trabzonspor’da. O yüzden taraftarın görevi de kesinlikle daha fazladır mevzubahis şirket takımlarına göre.
Bu takımı tarihi boyunca en kötü zamanlarında bile destekleyen; skor, sonuç, sıralama ne olursa olsun meşhur türküdeki gibi “yağarsa yağmur yağar; biz zaten islanmişuk…” diyerek takımını bağrına basan cefakâr ve sadık Trabzonspor taraftarı mücadelenin çok boyutlu olduğu bu dönemde, tekmelerin hedefindeki oyuncularına; siyasi ve ekonomik kıskaçlarla çevrili yöneticilerine, her şeyden önemlisi sembolik bir görev yüklediği formasının renklerine ve armasına sahip çıkmalıdır.
Avni Aker kötü havaya, zeminine, yüksek bilet fiyatlarına, alınması muhtemel kötü skorlara rağmen her zaman tam dolu olmalı, destek Lille maçında golü yediğimiz andan sonraki seviyede olmalıdır, takım ve teknik ekip ligde ve Avrupa’da her maçta kucaklanmalıdır. Kulüp ve tüm unsurlar eleştirilecekse bile bunun yeri Avni Aker değildir. Maç günü ve saatinde tüm camia tek yumruk olup tüm benliği ile kazanmaya odaklanmalıdır. Büyüklüğün ve kudretin en önemli emaresi sürekliliktir. Kulüp ve takım yıllardır verdiği zirve mücadelesi ile nasıl büyüklüğünü tescil ettiyse taraftar da sonsuz, sınırsız ve koşulsuz desteği ile büyüklüğünü Avrupa’ya da Süper Lige de göstermelidir.
Şenol Güneş ve öğrencilerini tüm olumsuzluklara rağmen Şampiyonlar Ligi’nde bize 2 haftalık süreçte yaşattıkları “liderlik” gururu için yürekten tebrik ediyorum. Zamanla çok daha güzel işler yapabileceklerine inanıyorum. Yazımızın başında bahsettiğimiz Asaf şiirini de kendilerine armağan ediyorum…
Denizin Delisi
Unutmak mı, delisin,
Gitmesem de bekler orada deniz.
Gelirsem, bilmelisin
Benim beklememdir burada deniz.
Gitmek gibi geleceğim
Denizin delisine.
Delinin denizi gibi
O ne kadar giderse.
Özdemir ASAF
http://www.facebook.com/halitmuratm
http://twitter.com/#!/HalitOF
http://www.joganita.net
Kesinlikle bilet satış konusunda bir bityeniği, en azından bir organizasyonsuzluk veya hesap hatası var gibi görünüyor. Böyle bir maçta az da olsa boş koltukların olması, bazı şeylerin özellikle yönetim açısından oturtulamadığı ya da yanlış kurgulandığını düşündürüyor bana.