Eğer doğruları yaparsanız, başarılı olursunuz. Bunun karşılığında da sürekli zirvede yer alırsınız ve yalnız kalırsınız.
Zirveler sert rüzgarların yurdudur. Hangisi ile mücadele edeceğinize anında karar vermeniz gerekir. Düşmemek için çok uğraşırsınız.
Ancak yükseklik korkunuz varsa, zirve sizin için mide bulandırıcı bir yerdir artık.
Türk futbolunun son 40 yılına damga vurmuş olan Trabzonspor’da başlayan yükseklik korkusu bir türlü bitmek bilmedi. Bir psikolojik savaşın ortasında kalınmıştı. Çünkü zafer sahipleri daima düşman üretirler. Bu nedenle büyüklük bilincinin getirdiği dış etkenler sürekli bir sarsıntıya neden oldu.
Özellikle üç İstanbul takımının sahiplendiği ligde söz sahibi ve mahallenin büyük abilerinin pastasına ortak olmak istemesi, bazı bünyelerde ters etkiye neden oldu. Önde olmanın zararlarından korunmanın yolları bilinmiyordu. Öyle ya, oyunun kuralları tamamen farklı idi.
Trabzonspor kazandığı son şampiyonluktan sonra, belirgin biçimde zirveden uzaklaştı ya da uzaklaştırıldı.
Futbolcu fabrikasından farksız topraklarından yine yetenekler doğuyordu. Ancak futbolun sahadan masaya geçiş sürecini görmemezlikten geliyordu bordo-mavi gözler.
Ahlak ve dürüstlük unsurlarından taviz vermeden, futbolun doğrularını yapmak istiyordu. Masanın başını alanlar buna izin vermedikçe hatalar yapılmaya başlandı….
Vertigo etkisini göstermeye başladı…
Ne zaman zirveye yaklaşılsa o an korkular gün yüzüne çıktı.