Avrupa basketbol şampiyonaları genelde İspanyol hakem komitelerinin elindedir. Bu yüzden çok büyük skandallara sahne olmuştur. Bu skandalların en büyüğü ise 2005 yılında oynanan Hırvatistan-İspanya maçında olmuştur. 2005 Avrupa Şampiyonasının en net hatırlanan olayı da bu maçtaki hakem katliamıdır. Bu maça neden girdiğimizin yanıtı ise UEFA hakem komitesi başkanında gizli. İspanya Futbol Federasyonu başkanı Angel Maria Villar’ın ne kadar etkisi vardır bilinmez, ama Hırvatistan farklı bir branşta aynı rakibine hakem katliamı ile boyun eğdi. 18 Haziran 2012 tarihine döndüğümüzde 2 net penaltısı verilmeyen, el-ofsayt birleşimi bir golle mağlup olan Hırvatistan takımını görüyoruz. Maçta hücum etmeye niyetlenmeyen bir İspanya vardı ki eğer hakem katliamı olmasaydı büyük ihtimalle elenecekti. Wolfgang Stark ise kendisini elemeyi daha mantıklı bulup oyunu İspanya’dan yana kullanmıştı.
Final maçına gelirsek… İspanya yerine turnuvanın diğer maçlarında başka bir takım oynamıştı sanki. Bu hırsın kaynağı nedir bilemiyorum, ancak sonuçları iğrençti. 5 maç boyunca oynadığı futbolla yani sürekli yana pas yapıp hücumu düşünmeyerek tepki çeken bir takımdılar, ama finalde rakibi sakatlıklar dolayısıyla 10 kişi kalmışken ısrarla hücum ettiler. Rakiplerinin onuruyla oynamaktan başka bir şey değildi yaptıkları. Hak ettikleri bir galibiyete bile gölge düşürmekten çekinmediler. Oysaki biz kendilerinin yarı finalde neredeyse rakip kaleye gitmemek için direnmelerini de biliyoruz. 5 maçlık nefret öyküsünü silme çabası ise yaptıkları kendileirne Obradovic’in Pana’dan ayrılma nedenini aktarmak isterim; saygısızlık. Spor iğrenç olaylar içerebiliyor bazen, ancak görülen saygı farklı bir boyut. Pek çok özelliğin birleşimi ile saygı duyulma seviyesi belirleniyor, bunlardan en az katkı yapanlardan biri skorsal başarı. Bu gece İspanya skorsal başarı ile saygı kazanmaya çalıştı, kazandığı ise rakibe saygısızlıktan gelen bir iğrenme oldu(en azından benim açımdan). Ve bu iğrençliği yaparlarken Stark’ın izniyle orada olduklarını hatırlamak… Daha önce Yunanistan’ın şampiyonluğunu hiç istememiştim, ama sonuna kadar saygı duymuştum. İspanya 2008’de kazanırken hem desteklemiş hem de saygı duymuştum. Ancak bu kez iğrenmekten başka bir şey yapamıyorum. Keşke Stark yerine cesur bir hakem olsaydı da evlerinden izleseydiler bu final maçını, bize de güzel hatıraları kalsaydı.