REŞİT AKÇAY İSTİFA!

Bir konserinde kendisine ödül takdim edilirken Kazım Koyuncu demişti:

– Karadeniz insanı çok nadir takdir eder.

Trabzonspor’da da bu hep böyle olmuştur. En ufak bir olayda eleştiri oklarına hedef olmak an meselesiyken, başarılar karşısında takdir görmek çok zor hatta imkansıza yakındır.

1984’te Trabzonspor’a altıncı kupasını kazandıran Ahmet Suat Özyazıcı bakın ne diyor:

“İki kupa aldığımızda niye ‘Üçüncü kupayı da almadınız’ dediler. Hatta 3 tane kupa aldığımız dönemde bile ‘Niye dördüncü kupayı almadın’ dediler bana. Ben de o zaman dedim ki ‘Statüde 4. kupa yok.” Oynadığımız statüde olsa belki onu da alırdım. Lig şampiyonu olmuşuz, diğer kupalardan da 2 tane almışız, 4. kupayı niye almadık diyorlar”

Lafı buradan sevgi, saygı, anlayış mesajlarına getirmeyeceğim. Tam tersini yapacağım. Trabzonspor’un iklimini doğru analiz etmek gerekir. Bakın Özyazıcı sözlerine nasıl devam etmiş:

“Trabzon’un özelliği bu. Eğer böyle olmamış olsaydı Trabzonspor yıllarca zirve yarışı yapamazdı. ”

Özkan Sümer’in de dediği gibi “Trabzonspor büyüklüğünü büyük kulüplerle sevişerek değil, savaşarak kazanmıştır”. Eğer İzmir takımları gibi, Ankara gibi ve diğer bir çok Anadolu kulübü gibi rasyonel hareket eden bir kulüp olsaydı Trabzonspor şimdiye kadarki 7 şampiyonluk bir yana dursun, ligde bile kalamazdı. Türkçesini söyleyeyim: Bu kadar hırsızla, yalancıyla, politikacıyla uğraşmak akıllı adamların işi değildir. Birazcık agresif olmak, irrasyonel olmak, laftan anlamamak, kendi bildiğini okur olmak lazım lazım.

Tabii bunun sonucu olarak, taraftar gruplarının, ihtilaf cephelerinin haddi hesabı olmuyor. Dışarıdan bakınca sürekli birbirini yiyen, kendini kemiren bir camia profili çıkıyor. Her başarısızlıkta istifa sesleri, gidenler, sil baştan yapılan işler…

Fakat kulüp her kendini yeyip bitirdiğinde küllerinden yeniden doğuyor. 1996’da, 2005’te ve en son 2011’de kulüp bunu gösterdi. Deplasmandaki stadı 60 bin kişiyle dolduran taraftar bunu gösterdi.

Trabzonspor’dan kurtulmak isteyenler kulüp birbirine düştü, ekibi dağıttı, yönetimi sil baştan oldu diye bitti zannederken, Trabzonspor’u uçuruma getiren agresifliği ona her seferinde Anka kuşu gibi kendi küllerinden yeniden doğacak gücü de veriyor.

İşte Trabzonspor en kötü zamanında hem de pilot takımıyla Fenerbahçe’yi kendi evinde 3-2 yendi.

Osmanlı’nın Dağılma Dönemi’nde Keçecizade Fuat Paşa yurt dışına bir diplomatik geziye çıkar.

Orada bir sohbet ortamında dünyanın en büyük devletinin kim olduğundan konu açılır. Fuat Paşa son derece kendinden emin bir edayla “En büyük devlet Osmanlı’dır!” der. Orada bulunanlar şaşırır çünkü Osmanlı çöküşün eşiğindedir ve gücüyle, büyüklüğüyle diğer birçok ülkenin çok gerisinde kalmıştır. Diplomatlar Fuat Paşa’ya bunu neye dayanarak söylediğini sorarlar. Fuat Paşa şöyle cevap verir:

– Dünyada Osmanlı Devleti’nden daha kuvvetli bir devlet olabilir mi? Yüz yıllardan beri biz içeriden, siz dışarıdan yıkmaya çalıştığımız halde hala yerinde duruyor.

İşte Trabzonspor da Türkiye’nin en büyük kulübüdür. Yıllardır statükocular dışarıdan, biz içeriden uğraşıyoruz, hala yıkamadık. Şimdi gücümüzü göstermek için tribünlerden hep beraber bağıralım:

– Reşit Akçay İstifa!

Bir Yorum Yazın