Diğer Trabzonspor taraftarları gibi ben de çocuğumu nasıl Trabzonspor taraftarı yaparım diye düşünüyordum bir zamanlar.Bunu düşündüğüm zamanlar Trabzonspor’un emeğin savaşını verdiği zamanlardı. Ya da ben öyle olduğunu düşünüyordum.
Şike süreci benim gözümün önündeki perdenin kalkmaya başlamasını sağladı. Şike sürecindeki mağduriyetimizin en büyük müsebbibi Ak ile karanın farkı kadar ortada iken “Futbol başka siyaset başka” diyen adamları görüyor olmak , 5 sene Avrupa Kupalarına katılmasak ne olur diyen, Kişiler ile kurumlar ayrılmalı diyen , Yargının başı olmadığı halde yeniden yargılama sözü veren bir siyasi kişiliğe Trabzonluların bu kadar teveccüh besliyor olması , Bir Mafya babasına hakaret ettiği öne sürülen bir adamın karadenizli olduğu anlaşılan kişilerce vahşice dövülürken çekilmiş görüntüleri paylaşıldıktan sonraki ilk maçta o mafya babasınının sözlerinin yazılı olduğu giysilerle tribünde sıraya dizilen taraftarlar olması ve trabzonspor camiasından kimsenin çıkıp açıklama yapmıyor olması benim için kabul edilemez.
Evet Bu yaştan sonra başka bir takımı tutamam , Belki ölene kadar yüreğimin bir tarafı Trabzonsporlu olacak. Ama Allah sağlık sıhhat versin, 2 yaşında bir oğlum var. Kendisine 1 tane bile Bordo Mavi ürün almadım. Almayacağım da.
Rahmetli Abdurrahim Karakoçun bir şiiri vardı ,
Yaşım yetmiş iki, usandım gel-git
Bini buldu burda yediğim zılgıt
Eğer diyeceksen: bana ne, öl git!
Oğlumun bir oğlu oldu hâkim beğ.
Şair burada ben bu davayı unutmam, ölürsem torunum üstüne gider diyordu. Ben ise : “Bu dava benimle biter. Artık eminim Trabzonluların davası Trabzonspor değil, Trabzonluların inanmadığı davaya ben neden inanayım?”
Üzgünüm(Hem de çok), Artık şunu söyleyebiliyorum. Aranızdayım ama sizlerden biri değilim.
Yazı için teşekkürler.eline sağlık.