22 Nisan 2012 tarihi futbol ağırlıklı spor ilgimiz için önemli bir tarih. Trabzonspor basketbol takımı ülkemizin basketbol alanındaki en üst ligindeki yolculuğuna ümit ediyoruz ki kısa bir ara verdi. Bu noktaya gelişin uzun bir hikayesi olsa da yüzeysel bildiğim bir konuya girip boğulmak istemiyorum.
Kendi çapımda bu noktaya gelişimizin nedenleri;
1) Tabi ki Trabzonspor yönetimi: Trabzonspor basketbol takımı birinci lige çıktığında derneğin Trabzonspor ile birleşeceği yönünde bir karar alınmıştı, ancak nedense bu karar uygulanmadı. Eğer Trabzonspor kulübünün bir parçası olsaydı sponsorsuz kalmayacak, sponsorlar rahatça başka bir kulübün sponsorluğuna soyunmayacaktı. Bu sürecin en büyük suçlusu mevcut Trabzonspor yönetimidir.
2) Trabzonspor Basketbol yönetimi: Zor bir yükün altına girmiş olsalar da organizasyon eksiklikleri, diğer camiaları karşımıza almamıza sebebiyet vermeleri ve yanlış tercihler yapmaları büyük eksiler. Tolga Öngören ile yolların ayrılma ihtimali yüksekken istediği transferleri yapıp kısa bir süre sonra da Halil Üner ile anlaşmaları. Yabancı oyuncu olarak alınan Ernests Kalve… Hem yabancı transfer kontenjanı nedeniyle ceza ödendi hem de boş bir transfer oldu. Merak ettiğim şey, bu dönemde böyle bir transferin ne kadar gerekli olduğu. Takıma bir kurtarıcı gerekirken sakatlıklar sonucu uçurumdan düşer gibi düşen bir kariyer.. Gerçekten ilginç.
Ayrı bir parantezde Levent Erkuloğlu’na değinmek istiyorum. Ne tanımışlığım ne de karşılaşmışlığım var kendisi ile. Bir internet sitesinde denk geldiğim bir beyanı sonucu beynimden vurulmuşa döndüm klişesini yaşadım. “Karadeniz bölgesinde Beko Basketbol Ligi’nde mücadele eden tek takımız” sözüyle neyi amaçlıyordu acaba? Temizliği bir ünvan olarak kullanan bir camiayız biz. Böyle bir torpil isteği ile başımızı öne eğdirdiğini bir an olsun düşünmüş müdür acaba?
3) Doğan Hakyemez için sanırım iyi şeyler söylemek imkansız. Play-off için hazırlanacaktık ama daha iyi bir kadro kurmamız istendi diyen bir kişiydi. Sonuç ise kümede kalmayı son anda kurtaran ve büyük bir borç batağına sürüklenmiş bir takım. Uzatmaya gerek yok.
4)Taraftar Desteği(!): Salonun yeri ters gelebilir, ancak bu salon Trabzon Meydan’dan dolmuşla beş dakika uzakta. Havaalanı dolmuş durağından Şana-Çimenli hattına dolmuşları kullananlar bilirler. Beş dakika taş çatlasın on dakikayı bulur. Salon uzak bahanesi adı üstünde bir bahane. Hacettepe ile oynadığımız maç medyaya aksederken bir tuhaf hissettim. Çünkü adamlar Ankara’dan seyirci taşıyarak (300 kişi) evimizde baskın olmuşlardı. Bu konuda Banvit’in organizasyonu güzel bir örnek olmalı. İyi incelenmeli.
5) Ve Halil Üner…
Benim ilk maçım Trabzon’daki Fenerbahçe maçıdır dediği için o maçtan itibaren bir değerlendirme yapacağım, skorsal olarak.
16.hafta Trabzonspor- Fenerbahçe Ülker: 74*84(uzatma sonucu)
17.hafta Mersin BB-Trabzonspor:92-80
18.hafta Trabzonspor-Erdemir : 75-67
19.hafta Aliğa Petkim-Trabzonspor: 87-72
20.hafta Trabzonspor-Olin Edirne: 71-69
21.hafta Banvit-Trabzonspor: 95-85(uzatma)
22.hafta Trabzonspor-GS medical park: 70-88
23.hafta Hacettepe-Trabzonspor: 78-74
24.hafta Trabzonspor-Anadolu Efes: 64-69
25.hafta Tofaş -Trabzonspor: 84-83
26.hafta Pınar Karşıyaka-Trabzonspor: 99-91
27.hafta Trabzonspor-Antalya BB: 92-63
28.hafta Bandırma Kırmızı-Trabzonspor: 72-67
29.hafta Trabzonspor-Beşiktaş: 77-81
14 maç ve 3 galibiyet.
Bu süreçteki Fenerbahçe Ülker maçını bir kenara koyalım. O başlangıç maçı diyelim.. Aliağa Petkim önünde ağır bir fark ve bir sonraki hafta ligin üst düzey takımlarından Banvit önünde son topa kadar mücadele.
Ne kadar büyük bir fark olsa da Galatasaray maçı üçüncü çeyrek harici skorsal olarak başabaş geçmiş gibiydi. Ardından kazanma şansımızın yüksek olduğu Hacettepe deplasmanında bırakılan 1 puan…
Anadolu Efes’e direnip bir sonraki hafta Tofaş’a tek sayı ile mağlup olmak…
Bu takımın kapasitesi belliyken büyük maç galibiyeti peşinde koşan bir koçluk… Şimdi mikrofon uzatılsa bilmem ne maçındaki ne hatasından bahseder de Beşiktaş, Efes, Fenerbahçe Ülker maçlarında son ana kadar başabaş oynayan takım nasıl oluyor da Banvit Kırmızı karşısında üstünlük sağlayamıyor ya da Hacettepe karşısında…
İsim duyurmak için bir takımı küme düşürdü benim gözümde Halil Üner. Şapkadan tavşan çıkaracağım diye Trabzonspor Basket takımını tavşan yaptı. Yeni yapılanmaya gidilmesi gerekiyor diyoruz da Halil Üner bu planlamada uzak durulması gereken kişilerden biri olacaktır.
Önümüzdeki dönemde taraftarımıza çok iş düşüyor. Öncelikle şubenin kapanmaması için tepki gösterilmeli. Yakında haberler gelmeye başlar. Ardından da birkaç Bilbao basket maçı izlesek fena olmaz…
Ve bitirirken sormak istiyorum… Son? Başlangıç?