Türkiye pek çok konuda yol ayrımları yaşayan bir topluma sahip.
Neredeyse her konuda bir fikir ayrılığı oluyor toplumumuzda.
İki hafta önce TRT Kardeşlik Senfonisi adlı bir organizasyon düzenledi Bosna’da.
Balkan Savaşları’nda yer alan her ülkeden bir sanatçının katılımıyla gerçekleşen organizasyonda sanatçılar sahneye çıkmadan önce kendi görüşlerini belirtiyorlardı.
Bu kısımların birinde Halid Beslic konuşurken dikkat çekici şeyler söyledi.
Kısaca barış ve müzik korelasyonundan bahsetti. Bu sırada aklıma Türkiye geldi. Müzik ve bütünleştiricilik….
Kaç kişinin aklına Neşet Ertaş gelmez ki bu soruda.
Özay Gönlüm Türk Halk Müziği denilince akla gelen büyük isimlerden biri.
Belki denk gelmiştir bazılarımız; TRT’deki eski programlarda önce türkünün hikayesini anlatır, sonra da türküyü okur.
Bu hikaye anlatımında halk denilen büyük ozan kalıbını kullanır genelde.
Tükü halktır, halkı birleştiren ender şeylerden biridir, çünkü.
Bugün, 25 Eylül 2012. Türk Halkının fikir ayrılığına düşmediği bir yasın günü.
Renkler, dinler, diller üstü bir efsanenin bedenen kaybedildiği gün.
Bizi sesinde, yorumunda birleştiren büyük bir ismin ebedi yolculuğuna başladığı gün.
Hayatında bozkır görmemişlere bozkırın gözyaşlarını akıtan büyük ses…
Bazen kelimeler anlamını yitirir…
Bir gün dinlerken Neredesin Sen’i, daha fazla acıtacak artık. Yazımı Kışa Döndürdün dediğinde gözyaşlarımız daha kuvvetli akacak…
Sonra bir mutluluk kaplayacak ruhlarımızı…
Bu kadar büyük bir ozanla aynı topraklarda, aynı yıllarda yaşamış olmak…
Bizi birleştiren, hüzün kokan türkülerinle bizi barışa sevk eden büyük üstad, Mevlana’nın Şeb-i Aruz’u olsun son günün… Sonsuza kadar şad ol…