NEDEN BİZE HER YER TRABZON

Trabzon’lu olmak yolda olmak demektir.
Trabzon uzun yıllardır göç vererek resmen kendini dünyaya aşılamıştır.
Teşbihte hata olmaz zira Trabzonsporlular bir virüs gibi tüm dünyaya,
yedi kıtaya, çeşitli seviyelerde ve binlerce meslekte yayılmışlardır.

Her gittiğiniz ülkede, her şehirde illa ki bir tanesini bulabilirsiniz.
Bunun en temel sebebi coğrafya derslerinde öğrendiğimiz gibi dağların denizlere paralel
ve yamaçların haddinden fazla “dik” olmasıdır.

Ekmeğini o dik yamaçlarda bulanların sayısı ancak orada yaşayanlar kadardır
ve bu yüzden nesiller boyu Trabzon tüm dünyaya anavatanını ihraç eden bir çağlayandır…

Bu yüzdendir Volkan Konak’ın ağabeyinin doldurduğu bulmacada kutsal ışık sorusuna “far” cevabını yazması,
bu yüzdendir efkâr akşamlarının dert ortağı çayı temel içeceğimiz sayması.

Otobüslerin hüküm sürdüğü yıllarda, dar koltuklarda, terli ve sigara kokan uzun yolların sonudur Trabzon ve o yolun sonunda muhakkak kucaklaşılacak aile bireylerinden biridir Trabzonspor…

O dönemlerde her şey Trabzon’a hediye gider, bir tek şey daha doğrusu en makbul şey Trabzon’dan Alamanya’ya, İstanbul’a, Erzurum’a, Antalya, İzmir, Manisa, Amerika, aklınıza neresi gelirse oraya hediye giderdi…
Çubuklu, Bordo-mavi Trabzonspor forması…

Bir nevi bayraktı o forma taşıyanların sırtında,
bir umut kıvılcımıydı,

Trabzonspor bir sevdadır.

haksızlıkların üzerine yürüyen şövalyelerin zırhı,
Bolu Beyi’ne karşı vuruşan Köroğlu’nun kaftanı,
Köroğlunu suya tepen Kiziroğlu’nun bileğiydi Trabzonspor.

Kısaca özetlemek gerekirse isyanın bayrağı, devrimin meşalesi, vatan toprağıydı…
Gittiği yeri aydınlatan, zora düşeni yüreklendiren, varlığı ile güç verendi.
O yüzden çok kıymetli, o yüzden göz bebeğiydi…
İşte o bayrak gittiği yeri Trabzon yapandı.

Trabzon’da yaşayamayan ama evindeymiş gibi hissetmek isteyenlerin çatısıydı…
Yolda da olsan, elde de olsan, dünyanın en uzak köşesinde de olsan forman sırtındaysa,
atkın boynundaysa, eğme başını Trabzon’lu!
Senin deviremeyeceğin put yok!..

Sana karşı duracaklar, seni dışalyacaklar, kuyunu kazacaklar, saldıracaklar,
karşında birleşecekler, hile yapacak, pusu kuracaklar!
Dim dik duracaksın hayata karşı, dik, dürüst, temiz oynayacaksın, Kazanacaksın!

Kaybedersen vazgeçmeyecek daha çok çalışacaksın, kazanana kadar çalışacaksın.
Her kaybettiğinde daha iyi kaybedeceksin, eğer kaybediyorsan öyle güzel kaybedeceksin ki kazanan bile senin kaybettiğine üzülecek!
Ama kabul etmeyecek, yılmayacak, vazgeçmeden ama temiz, dürüst ve onurluca, kazana kadar savaşacaksın!..
Çünkü senin kanında var. Sen Trabzonsporlusun… Trabzonlusun!

Solaklı deresi kan aktığında dedelerine Ruslar “deli” dediler.
Çanakkale’de, Yemen’de, Hicaz ve Sarıkamış’ta, Kore’de ve Kuzey Irak’ta şanla şerefle savaşan o güzel adamların torunusun…
Yiğitliğin destan olmuş dillerde,
attığını vuran, tuttuğunu koparan bir ecdadın neslisin…

Yolların memleketinden ayırmadığı,
gittiği yere memleketini götürebilen tek gurbetçisin.

Trabzonspor’lusun.

O yüzden sana her yer Trabzon.
O yüzden “BİZE HER YER TRABZON”

Bir Yorum Yazın