NE DİJİSİN NE TÜRKSÜN

Nedir o?

Türkiye‘nin Dijital Platformu!

Ee, slogan atarken kendini Türkiye’nin tamamına mal etmek bedava nasılsa.

Fakat şike sürecinde Lig TV’nin tutumu malum.

Aziz Yıldırım’ın NTV röportajında da Lig TV’nin iplerini kimin tuttuğu aşikar oldu. Bunu tartışmaya, yazmaya bile gerek yok.

Amacım serbest çağrışım hakkımı kullanıp tarihin biraz daha eski bir sayfasını açarak Türkiye’deki internet özgürlüğünün Digiturk-Lig TV tarafından nasıl kısıtladığını anlatmak.

Tarih 28 Şubat 2011.

Digiturk satışlarını arttırmanın yeni bir yolunu bulmuştu: maç yayınlarını internet üzerinden de satmak. Ekonomik açından, spor spikerlerimizin dediği gibi “düşünce güzel”. Fakat gerçek hayat, Digiturk’ün yöneticilerinin öngördüğünden biraz farklı oldu. Bu hizmetin açıklarını bulan pek çok site bu yayını izinsiz kopyaladı ve Digiturk’ün yönetici tosunlarının beklemediği bir kâr mahrumiyeti oluştu.

Bunu engellemek için yasal yollara başvurdular. Sonuna kadar da haklarıdır. Bu siteleri ellerinden geldiğince tespit edip Türkiye sathında erişim engeli koydurttular. Buraya kadar problem yok.

Fakat Digiturk’ün hukuk yetkililerinde nasıl bir teknoloji vizyonu, hukuk algısı varsa artık, hızlarını alamayıp blogspot.com adresini de erişime kapattırdılar. Daha doğrusu Blogspot’un yayın yaptığı ip adreslerinin tamamına erişim engeli koydurdular.

Blogspot.com nedir? Bu site, ücretsiz blog hizmeti veren bir sitedir. Milyonlarca sayfa Türkçe içeriği her gün milyonlarca Türk vatandaşı tarafından okunan hatta sırf Türkiye içinde her gün milyar civarı tıklama alan bir bloglar dünyasına evsahipliği yapan sitedir.

Digiturk’ün hukukçuları izinsiz yayın yapan birkaç blog var diye Blogspot’un (ve aynı IP üzerinden yayın yapan internet sitelerinin) tamamına erişimi kapattırdı. Pire için yorgan yakmak deyimi gerçekten çok hafif kalıyor çünkü bir pire karşılığı bir yorganı yakmak bile Digiturk’ün bu yaptığından binlerce kat insaflı bir harekettir.

Sonra ne oldu? İnsanlar ilk birkaç gün ne olduğunu bile anlayamadı. Digiturk belki bu işlemi gizlemek amacıyla, belki bu işlemin sonucunu kendisi de tam olarak bilmediği için bu konuda kamuoyuna günlerce hiçbir açıklama yapmadı. Mahkemeden gelen erişim engelleme emrini tatbik eden internet servis sağlayıcılarına danışıldı, ilgili mahkeme kararı bulundu, okundu da ancak ondan sonra bu yasağın Digiturk tarafından getirilmiş olduğu anlaşıldı. Takvimler Mart ayını gösteriyordu.

Gözler kendi üstüne dikilince Digiturk zeytinyağı modeli bir açıklama yaptı. Özetle şunu dedi: “Blogspot izinsiz yayın yapan blogları kapatmadığı için biz de mecburen Blogspot’a erişimi engelledik”.

Ne ala memleket değil mi? Birkaç sayfayı kaldırmadığı için Blogspot’un milyonlarca Türkçe ve milyarlarca diğer dillerdeki sayfadan oluşan oluşan içeriğine erişimi kapatmak zaten ayrı bir tartışma konusu fakat asıl facia şu: Blogspot’un gelen şikayetleri birkaç gün içinde işleme koyup ilgili sayfaları silen bir mekanizması zaten var. ABD’de DMCA diye bir yasa var ve bu yasa Blogspot için de bağlayıcı. Nitekim onlar da yasanın gereğini yerine getiriyorlar: http://support.google.com/bin/request.py?contact_type=lr_dmca&product=blogger Benim bir birey olarak dahi Blogspot’a başvurup sildirmiş olduğum sayfalar varken aynı şeyi Digiturk avukatları denememiş bile. Bunu da Blogspot yetkililerinden öğreniyoruz: http://www.chip.com.tr/haber/google-dan-sert-digiturk-aciklamasi_25606.html#.UFLZELLN9S8

Toparlayacak olursak: Digiturk “sıradan kişi ve kuruluşlar” gibi DMCA proserüdünü izlemek yerine “kapat!” dediği anda Blogspot’un ilgili sayfayı kapatacağı bir sistem talep etti. Blogspot da bu “emri” yerine getirmedi. Digiturk DMCA prosedürünü de izlememiş olduğu için izinsiz yayın yapan sayfalar açık kaldı.

Talep ettiği ayrıcalık kendisine verilmeyen Digiturk ise sadece Blogspot’un tamamına erişimi engelletmekle kalmadı, izinsiz yayın yapan onlarca internet sitesinin IP adresinden yapılan yayını engelletti. Bu yüzden o sitelerle hiçbir ilgisi olmadığı halde sırf aynı IP adresi üzerinden yayın yaptığı için Türkiye’ye yayın yapamayan binlerce site mağdur oldu. IP paylaşımı tüm dünya çapında cereyan ettiği için muhtemelen bu sitelerin çoğunluğunun Türkiye’de kendilerine böyle bir erişim geldiğinden haberi bile yoktur, o da apayrı bir mesele.

Konuya dönecek olursak; Peki sonra ne oldu? Blog sahipleri ayaklandı mı? Ne münasebet. Namuslu insanlar o kadar cüretkar olamadılar. Her zamanki gibi internet sözlüklerinde, orada burada hiçbir yere varmayan eleştiriler getirildi o kadar. Hukuki anlamda somut ilk adımı, benim gördüğüm kadarıyla İnternet Teknolojileri Derneği attı ve erişim engelletme işleminden ötürü Digiturk hakkında suç duyurusunda bulundu: http://www.gazeteciler.com/gundem/digiturk-icin-suc-duyurusu-31517h.html

Prof. Dr. Yaman Akdeniz

Daha somut ve etkili adımı ise hukuk profesörü Yaman Akdeniz attı. Blog erişim yasağını mütevazi bir blog sahibi akademisyen bir arkadaşından öğrenen Yaman Akdeniz gerekli başvuruyu bir öğrencisine (asistanı da olabilir, ayrıntılara hakim değilim) yaptırdı.

Peki neden kendisi yapmadı da başkasının aracılığını kullandı? Bu sorunun cevabı, “Türkiye’nin” dijital platformunun bir özelliğini daha gözler önüne seriyor.

Hem yönetim merkezi hem teknik merkezi İstanbul’da olan Lig TV, hakkını aramak için Diyarbakır 5. Asliye Ceza Mahkemesi’ni tercih etmişti. Neden acaba? Herhalde “İstanbul’dan Diyarbakır’a…” mesajı vermek için değil. Uzatmayıp konuya dönelim.

Yaman Akdeniz’in inisiyatifiyle yapılan girişim olumlu sonuç verdi ve mahkeme birkaç sayfa (hem de Blogspot’a başvurulduğunda zaten silinecek olan birkaç sayfa) için Blogspot’a (ve dolayısıyla IP adresleri üzerinde yayın yapan sitelere) yönelik erişim yasağı kararını geri aldı.

Mahkeme kararını kendince geri aldı almasına ama bu sefer başka bir imtihan başladı. İnternet servis sağlayıcılarının bir kısmı erişim engelini kaldırırken TTNet başta olmak üzere bazı internet servis sağlayıcıları Blogspot’a erişim engelini kaldırmadı çünkü erişim engelini kaldırma kararında sitenin adı “Blogsport.com” diye yazılmıştı.

Son birkaç yıla damgasını vuran sehven kelimesi yine sahneye mi çıkmıştı yoksa işin içinde başka bir iş mi vardı bilemeyiz fakat söz konusu katibe de çok kızmamak lazım. Lig TV gibi kendisini “tüm Türkiye’ye” futbol hizmeti vermeye adamış bir kurumun engellettiği sitenin adı olsa olsa blogsport olabilirdi. Blogspot’un içeriği, milyonlarca kullanıcısı bir yana, sırf adı itibariyle bile futbol konulu bir ihtilafa konu olması mantıksızdı.

En nihayetinde bu tapaj hatası da düzeltildi ve Blogspot eskisi gibi yayına devam etti. Ne zaman mı? Yaklaşık 2 ay sonra: 21 Nisan 2011 tarihinde.

Arada geçen 50 gün ise Lig TV’nin kadrajını ve çapını çoktan belli etmişti. Şimdi ise buna ilaveten kurumun istikametini ve jokeyini de biliyoruz.

Son olarak söz konusu erişim engelleme dilekçesini aşağıya ekliyorum. Görüldüğü üzere Digiturk mahkemeye izinsiz yayın yapan blogları kapatmak için başvurmamıştı. Blogspot’un tanıdığı prosedürü kullanmak yerine Blogspot’un tamamının erişime kapatılmasını talep etmişti. Üstelik bunu yaparken hem Blogspot’un hem de diğer sitelerin IP adresleri üzerinden engelleme talep ederek bu siteler dışındaki binlerce siteye de Türkiye çapında erişim yasağı getirmişti.

Bir Yorum Yazın