BİR SATIŞIN ANATOMİSİ

Aslında Adnan Sungur’un bir yazısı  üzerinden yorum yapacağım.  Medya denilen düzen mantığı  bize bazen objektif isimler sunuyor, daha doğrusu bizim öyle algılamamızı istiyor.  Bugün futbol üzerinden oynanan tüm oyunlarda yer alan bir oyuncu oldu medya.  Artık her şey alenen yapılıyor. Öyle bir medyadan bahsediyoruz ki şike adı verilen futbolun en rezil yüzünü bile meşrulaştırma derdinde.  Bugün sporla ilgilenen ve internete ulaşım imkanı olanların büyük bir kısmı x spor sitesine giriyordur.  
Günebakış gazetesinden  Adnan Sungur’un 22 Mart 2011 tarihli yazısı şöyle:

Yıllarca Trabzonspor’u yazmaya gelip, objektif gibi gözüken ama aslında ruhunun derinliklerinde ‘3 Büyükler’den biri bulunan gazeteci takımını çok gördük. Onlara karşı da hep mesafeli durmaya çalıştım. Niyetlerinden şüphe ettim. Sonra Trabzon’a gelme derdinden kurtulunca gerçek kimliklerini görünce de şüphelerimde ne kadar haklı olduğumu anlayarak rahatladım. En azından vicdan azabı duymadım. Ama bu gibilere hem Trabzonspor içinden, hem de taraftar bazında, hem de gazeteci kimliği taşıyanlar tarafından öylesine payeler verildi ki, affedilir gibi değildi. Koskoca camia sanki bir parmak bal ile avunacak ve kandırılacak kadar sığ düşüncelere sahip bireylerden oluşuyordu.
***
Onları çok iyi tanıdım da, bir kişinin beni yanıltmasını hazmedemiyorum. Çünkü beni yanıltan ve hayal kırıklığına uğratan kişi özbeöz Trabzonlu, ‘Trabzonspor’ diyince de mangalda kül bırakmayan Tahir Kum’dan başkası değildi.
Trabzonsporlu olup da Tahir Kum ismini tanımayan, bilmeyen yoktur! Çünkü Trabzonludur ve gazeteciliğe ilk başladığında alanı Trabzonspor’du. Değme taraftardan da çok daha Bordo-Mavi aşkıyla tutuşurdu. En azından öyle anlatırdı!

Onunla abi-kardeş gibiydik.
‘Hala da öyleyiz’ demek isterdim ama benim içimden bir şeyleri kopardı…
Dünya’ya bakışımız çok farklı olsa da birbirimize saygı ve sevgide kusur etmedik. Onun bana saygısı, bir kardeşin abisine olandan bile fazlaydı, yine değişmedi.
Fakat Tahir’in son yıllarda yolu Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım ile kesiştiği için hem Trabzonluluğunu, hem de Trabzonsporluluğunu unuttu!
Son 7-8 yıldır Tahir’in gazetecilik çizgisi Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım’a göre şekillendi. Bu uzun süre devam etti. Defalarca uyarıp, dost ve bir ağabey gibi gazeteciliğinin yanlışlarını dile getirdim.
‘Doğru diyorsun abi’ dedi ama bildiğini okumaya da devam etti.
Geçtiğimiz günlerde Haber Türk Gazetesi’nde kaleme aldığı bir yazıda Galatasaray ve Beşiktaş’a çakarken, aslında Fenerbahçe’yi koruma kollama görevi üstlendi. Aslında bu yazıyı da o zaman yazmıştım ama sonra erteledim. Çünkü kendisine okuttum ve, ‘Bu tür yazıların devam ederse, insanlarla paylaşacağım’ diyerek kendisini son bir kez daha uyardım.
***
Neyse geçelim.
Tahir son olarak Sporx Sitesi’nin Genel Yayın Müdürü oldu. Burada ilk yaptığı şey de Trabzonspor’un resmi sitesindeki sert açıklamalara karşın, Başkan Sadri Şener’in bir-iki yıl önce Aziz Yıldırım’ı öven sözlerine gönderme yaparak sözde U dönüşü yaptığını belgelemek oldu(!) Tahir Kardeş; acaba Yıldırım’ın onlarca U dönüşünden birini yazma cesaretini gösterebildin mı hayatı boyunca?
Tahir bununla da yetinmedi.
Geçtiğimiz günlerde sitesinde bir yazı kaleme aldı. Özetle, ilk yarıda Trabzonspor 9 puan öndeyken, Federasyon’a övgüler dizildiğini, fakat fark kapanınca da tepki gösterdiğini dile getirdi… Ardından da tüm kulüplerin aynı kefeye koyarak suçladı! Ne yazık ki iki takımın haksız puanlarını, ilk yarı ve ikinci yarıdaki hakem hatalarının kime daha çok yaradığını, kimin ipini çektiğini hiç sorgulama ve araştırma ihtiyacı bile hissetmedi…
***
Son olarak Konyaspor-Antalyaspor maçına Trabzon Bölgesi hakemlerinden Abdullah Yılmaz, Serdar Diyadin ve İsmail Köse’nin atanmasına, “Bir hafta sonra Konyaspor ile Trabzonspor maçı var. Bu atama kafa karıştırdı” şeklinde yine sorumlusu olduğu sitede abuk sabuk bir habere yer verildi…
Tahir belli ki zembereği boşalmış saat gibi olmuş da haberimiz yok. Elinden gelse Trabzonspor’a ve Trabzonlulara su bile vermeyecek!
Fenerbahçe’nin değirmenine böylesine su taşımaya çalışmanı anlayamıyorum Tahir… Kendini Trabzonspor’a ve Trabzon’a vurma merkezi haline getirme çabanın gerekçeni bilmek istiyorum. Birilerinin tetikçiliğine soyunduğunu düşünmek bile istemiyorum. Ancak Trabzonspor ile Fenerbahçe şampiyonluk için yarışırken, sürekli Bordo-Mavilileri sıkıştırmaya yönelik haber, yorum ve araştırmalarının sebebini de öğrenmek istiyorum!
Tüm bunlar neden Tahir, neden?.
***
Bak Tahir Kardeş!
Artık sana ‘kardeşim’ diyemiyorum!
Senin için ilk kez yazıyorum. Ve eski bir ağabey olarak son bir uyarı yapmak istiyorum…
Sakın ola ki cüzdanını şişirmek ve hayatını kolaylaştırmak adına kimsenin kuklası olma! Çünkü vicdanınla baş başa kaldığında gözünün önüne çocukların, eşin, ailen, sana değer verenler ve Trabzon’daki akrabaların gelirse onlara acı çektirdiğini ettiğini düşünür, ilkesiz yaşamanın aç yaşamaktan çok daha kötü olduğunu ve ağır bedeller ödediğini fark edersin.
İnançlı olmak güzeldir kardeş… Ama inancı yaşamaktır asıl olan… Unutma ki, inançların gereği hesap vermen gerekecek merci de Aziz Yıldırım veya Fenerbahçe camiası değildir.

Demem o ki;
Trabzonspor’un ‘Brütüs’ü olma… ‘Sende mi?’ diyerek acı bir soru sormamıza izin verme…
Ya göründüğün gibi ol, ya olduğun gibi görün;
Ki para-pul, makam peşinde koşmayan, seni sadece insanca sevenlerinin duyguları yeniden yeşerebilsin. Tabii sevgi ve insani değerler, senin için hala daha bir anlam ifade ediyorsa!

 

Adnan Sungur bir dönemi kaçırmış gibi. Bu kısa dönemde Tahir Kum objektif bir  yorumcu gibi yorumlar yapıyordu.  Gökdeniz’in Trabzonspor’da misyonu bitti diyebilen eski İstanbul Gençlik Spor İl Müdürü Vedat Bayram gibi.  Bu objektif medya şike soruşturması ile lig başlasın da güzel şeyler konuşalım demeye başladı. Kirli çamaşırların ortaya dökülmesi rahatsız etmişti anlaşılan kendilerini.  Ve  irdelemeci kimliği ile şikenin ilk halkası olan Aykut Kocaman ”3 Temmuz’da Türk sporu ve futbolunun dengesi, tebrik etmek lazım çok güzel bir şekilde bozuldu” açıklamasını  19 Kasım 2011 tarihinde oynanan  Eskişehirspor-Fenerbahçe maçının ardından yapıyordu. Futbol konuşmak için şike soruşturmasını bir engel gören, futbolu bitirdiğini söyleyen insanların yönlendirdiği bir organizasyonun içinde olduğumuzu daha net gösteren bir açıklama oluyordu. Yıllardır her  puan kaybında hafta boyu kendimiz kahrettiğimiz organizasyonun medya tarafındna ileri sürülen en efendi ismi işte bu.

 

Sonuç olarak; Adnan Sungur’un kaleminden bir anatomi yazılmış, başrolünde Trabzonspor’a ihanet eden,   x’li  bir spor sitesinin müdürü var.  Trabzonspor yerine Türk Futbolu’nu, Tahir Kum yerine ise Türk Spor Medyası’nı koysak  en saf duygulardan biri olan taraftarlığa yapılan satışın anatomisini görürüz.

 

Bir Yorum Yazın