Kolektif organizasyonları daha birincisinden itibaren geleneksel diye nitelemek, bir organizasyon geleneği haline gelmiş olsa da biz “geleneksel” sıfatının hakkını vermek için perdeyi ikinci organizasyondan açtık. İşte o kahvaltı:
*
RİSK BUDUR
Birincisi çok tutunca kahvaltı organizasyonunun ikincisini yapalım dedik. İkincisine de matara’nın tavsiyesine uyarak gelen dikoynacılar, aslında onun da o mekanı yumurta kapıya dayanınca internetten bulduğunu bilmiyorlardı. Google Earth’ün kanatları altında Kadıköy boğa heykeline kadar gittik.
Oradan sağa dönüp tramvay yolunu izledik. Kadıköy belediyesi sağ olsun Ali Suavi sokağı sarı “Sanatçılar Sokağı” tabelasıyla işaret ediyordu. Sola dönüş için başka bir alamet bulmamıza gerek kalmamıştı.
*
SÜT YUMURTA REÇEL
Sokağın sonlarına doğru da kahvaltı mekanı Süt-Yumurta-Reçel’i bulduk. Futbol aşkıyla yaptığımız 11 kişilik rezervasyonumuzun hakkını vermiştik. Eğer 2 arkadaşımızı ÜDS’ye, iki arkadaşımızı da uykunun güzel kollarına kurban vermesek katılım daha geniş olurdu ama ismini vermek istemeyen bir dikoynacının da belirttiği gibi, ortak, güzel bir muhabbet için gereken optimum insan sayısına ulaşmıştık aslında.
Mekanın en cezbedici yanlarından biri Karadeniz Kahvaltısı sunmasıydı. Her ne kadar internet sitesinde fiyatı diğerlerinin iki katı gibi durmaktaysa da orada öğrendik ki bunların her biri iki kişilik olduğu için öyle görünüyormuş. Çoğumuz Karadeniz kahvaltısı söyledik. Tabi o arada muhlama nedir, kuymak nedir, nerede hangisine ne denir, nasıl yapılır muhabbeti de kaçınılmazdı.
Menü iyi miydi, evet iyiydi. Özellikle fiyat/nitelik oranı kurunca herkes kesinlikle memnun kaldı. Personelin çok ilgili olması bir yana, Ekşici çıkması, hatta geçen haftanın en beğenilen entry’lerinden birini yazmış olması bir başka güzellikti. Diğer personelin Gençlerbirliği taraftarı olması da benzer bir sempati yarattı çünkü son bir yıldır özellikle güce tapan, İstanbul takımlarını tutup egosunu tatmin etmenin kolay yolunu bulmuş endüstriyel futbol fanatiklerden tiksindiğimiz kadar herhalde kimseden tiksinmemişizdir.
GÜZEL SOHBET BALDAN TATLI
Olcan’ın ne olcağından Alex’in eks olmasına kadar bir dizi beyin fırtınasından sonra Doğal Hayata Saygılı Trabzonspor Taraftarı adlı grubun Taksim’de düzenlediği HES karşıtı eylem sebebiyle bir kişi daha fire verdik.
HES’ti, göldü, ırmaktı derken jn drk’nin uçak kaçırma anılarıyla birlikte uçuşa geçtik. Her uçakta bir İngiliz ve bir Fransızın yanındaki o anonim kişiliğin kim olduğunu da bu vesileyle öğrenmiş olduk.
Askerlik anılarından Cem Yılmaz’a ne ara geçiş yaptığımızı da kaçırdım ama güzel bir projenin de fikri temellerini attık denebilir: Dik Oyna kısa filmi. Yağ, şeker ve un var mı diye kontrol ettik, vardı. Geriye helvayı yapmak kaldı.
Kalktığımızda zaten mekan da kapanmak üzereydi. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan 6 saatten fazlasını geride bırakmıştık.
Velhasılkelam, güzel bir yer, güzel bir gün ve çok güzel bir sohbet oldu. İnşallah daha güzelleri de nasip olur.
Madden ve zihnen yanımızda olan herkese teşekkürler, selamlar.
Yine kahvaltıyı kaçırdık. Bir sonraki sefere orada olmak lazım. Yoksa kayıttan düşeceğiz 🙂