Levent’in Kuşu, şahsım tarafından ortaya atılmış, Spor Hukuku’yla ilgili olan, hakkında çok tartışma yapılmış düşünce deneyi. Genellikle Spor Hukuku ve Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) yorumuyla ilgili bir paradoks olarak bilinir.
Deney, 2011 yılında ortaya atılmıştır ve tamamen pratik bir deneydir. Deney, şahsımın TFF Yorumu ve genel olarak Spor Hukuk’unda gördüğü bazı sorunları açıklamaktadır. Deney, deneyin sonunda ölü ya da diri olabilecek hayali bir kuşla ilgilidir. Kuşun ölü ya da diri olması, gözlemden önceki rastgele bir durumun sonucudur.
Deney Düzeneği
Deneyde kapalı bir kozmik odanın içinde klasörlerce belge, telefon görüşme kaydı vb şeklinde delil ve başlangıçta canlı olan bir (hatta aslında iki ama biz şimdilik bir diyelim) kuş vardır. (Kozmik odanın içinin hiçbir şekilde gözlemlenememesi çok önemli bir noktadır. Bunun sebebi TFF Yorumu’dur.) Düzeneğin içeriği şöyledir: Şikenin sabit görülmesi olasılığı %50 olan bir ceza hukuku süreci, suçun sabit görülmesiyle bu kuşun yerin dibine tayinini çıkartacak olan TFF’dir.
Buradaki önemli nokta ise, şikenin sabit görülme olasılığının tam olarak %50 olmasıdır. Bu şekilde TFF’nin vereceği karar önceden kestirilemez. Sonuç olarak kuş, kozmik odadaki deliller kamuoyuna açıklandığında ya yerin bir kat, iki kat, üç kat, beş kat Allah ne verdiyse dibine girmiş bir şekilde görülecektir, ya da şike sabit değilse diri olarak görülecektir.
Ancak deneyin paradoks olarak tanımlanmasının nedeni sonuç değil, gözlemlenmeyen deney aşamasıdır. Önemli kısım, gözlem yapılmadan önce kozmik odanın içinde neler olduğudur. Kozmik oda açılmadan, gözlem yapılmadan önce kuş ne durumdaydı? Ölü müydü, diri miydi? TFF yorumu kapsamında Spor Hukuku’na göre hem (Şampiyonlar Ligi’ne gidemeyecek kadar) ölü, hem de (hiç bir şey olmamış gibi lige veya UEFA Avrupa Ligi’ne devam edecek kadar) diridir.
Literatürde bu duruma benzerliğiyle bana ilham veren bir de Schrödinger’in Kedisi var. Bahsi geçen kediyle ilgili wikipedia maddesi ise aynen şöyle:
“Schrödinger’in Kedisi, Avusturyalı fizikçi Erwin Schrödinger tarafından ortaya atılmış, kuantum fiziğiyle ilgili olan, hakkında çok tartışma yapılmış düşünce deneyi. Genellikle kuantum mekaniği ve Kopenhag Yorumu‘yla ilgili bir paradoks olarak bilinir.
Deney, 1935 yılında ortaya atılmıştır ve tamamen teorik bir deneydir. Deney, Schrödinger’in Kopenhag Yorumunu ve genel olarak kuantum fiziğinde gördüğü bazı sorunları açıklamaktadır. Deney, deneyin sonunda ölü ya da diri olabilecek hayali bir kediyle ilgilidir. Ürünün ölü ya da diri olması, gözlemden önceki rastgele bir durumun sonucudur.
Deney düzeneği
Deneyde kapalı bir kutunun içinde bir düzenek ve başlangıçta canlı olan bir kedi vardır. (Kutunun içinin hiçbir şekilde gözlemlenememesi çok önemli bir noktadır. Bunun sebebi Kopenhag Yorumu‘dur.) Düzeneğin içeriği şöyledir: Bozunma olasılığı %50 olan bir parçacık, bu parçacığın bozunmasıyla ortama yayılacak olan zehirli gazdır.
Buradaki önemli nokta ise, bozunma olasılığının tam olarak %50 olmasıdır. Bu şekilde parçacığın bozunup bozunmayacağı önceden kestirilemez. Sonuç olarak kedi, kutu açıldığında ya zehirlenip ölmüş bir şekilde görülecektir, ya da parçacık bozunmadıysa diri olarak görülecektir.
Ancak deneyin paradoks olarak tanımlanmasının nedeni sonuç değil, gözlemlenmeyen deney aşamasıdır. Önemli kısım, gözlem yapılmadan önce kutunun içinde neler olduğudur. Kutu açılmadan, gözlem yapılmadan önce kedi ne durumdaydı? Ölü müydü, diri miydi? Kuantum fiziğine göre hem ölü, hem diri dir.”
Bir şey anlamadınız mı? Anlamadıysanız şunu bilin ki yalnız değilsiniz. Ben de pek bir şey anlamış değilim zaten. Türk Futbolu’nu Kuantum Fiziği’ne döndürenler utansın.
abi beynim muhallebi gibi oldu ya.
bunu bize neden yapıyorsun. zaten ortalık karışık 🙂