EVRİLME SINAVI

Trabzonspor taraftarına sorulduğunda Üç Büyük hakkında iyi şeyler duyulmaz. Oynanan oyundur, özet olarak düşünce. En çok kızılan şeylerden biri de bu üç büyüğü destekleyen kitlenin Trabzonspor’u küçük görmesidir. Trabzonspor sevişerek değil savaşarak almıştır büyüklüğünü olayı. Bu asil savaşın küçük görülmesi elbette tepki uyandıran bir durum olacaktır ki olmuştur da.

Taraftar sayısı onlarca yıl şampiyonluk görmeyen bir camiada, Türkiye şartlarında, nasıl artar sorusuna yanıttır Trabzonspor’un bu savaşı.

Trabzonspor… Etrafındaki binlerce etkene rağmen yaşayan bir dev. Her köşeden zarar vermek için didinenlere inat yaşıyor, savaşıyor. Bazense farkında olmayanlarca zarar veriliyor kendisine. Başarı gelmeden geçen onlarca seneye rağmen artan taraftarı gibi.

Bugün Trabzonspor bir Anadolu kulübü ile sorun yaşadığında sosyal medya ve sokakta o kulüp hakkında söylenenler Üç Büyüklerin taraftarlarının Trabzonspor hakkında söylediklerinden hiç de farklı değil. Sürekli bir küçümseme mevcut taraftarda. Trabzonspor “abi” olmalı fikri gerçekten güzel bir fikir de “abilik”  müessesi pek çok ailede yanlış çalışıyor sanırım.

Önce Beşiktaş taraftarı inkar etti geçmişini, paranın gücüne güvenmeyi seçtiler. Halbuki kolej takımı havasıyla bugün güçlü medya çalışmaları yapanların yanından dahi geçemedikleri bir sempati toplamışlardı. Para dediler. Sonra Trabzonspor taraftarı iki büyüğün yoluna girmek için uğraştı, durdu. Parasız adam mı yönetecek kulübü sitemi ile sürekli paralı başkan aradı taraftar. Ne gariptir ki kulübün son on yılda maliyet/başarı oranında en başarılı olduğu dönem parasız Atay Aktuğ’un dönemi.

Beşiktaş’tan açılmışken konu devam edelim. Beşiktaş taraftarı Yıldırım Demirören’i bir yıl boyunca istifaya davet etti, yapılan üç yıldız transferi ile ise omuzlara aldı. Trabzonspor cephesinde de taraftar arasında uygun değil ne olursa olsun yıldız transfer isteği mevcut. Beşiktaş iki büyüğün peşinden gittiği için bugün ne halde, sanırım görülüyor.

Trabzonspor Yönetim Kurulu transfer işinde pek çok kez çuvalladı, bunu inkar etmek yanlıştır. Ancak taraftarın istediği gibi “isterse çamurdan olsun, yıldız olsun” mantığına yaklaşmadı. Taraftar ise her transfer döneminde alınan oyuncuyu yıldız/yıldız değil şeklinde ayırmaya devam ediyor.

Kendi çocuklarımız oynasın deniliyor, Karşıyaka formasıyla A2 Milli Takımının formasını giyen Aykut’a 3. maç fırsatı verildiğinde isyan ediyor.

Aynı İstanbul büyüklerinin taraftarı gibi bir taraftar kitlemiz oluyor. Gücü parada gören, zengin insanların kuklası olmak isteyen, kendi değerlerine karşı sabırsız, bence Trabzonspor taraftarı olmaktan daha yüce bir taraftarlık profili çizen Anadolu kulüplerinin sınırlı sayıdaki seyircisini küçümseyen bir taraftar…

Evrilme sınavından evrilerek geçen bir taraftar kitlesi…

Eğer bu evrim gerçekleşirse, Akyazı Stadı yapıldığında adı Trabzon’un bir stadı olsun diye toprak taşıyan Hüseyin Avni Aker olmasın. Faruk Özak olsun, gücü temsil etsin. Ağaoğlu olsun, Varlıbaş olsun, Albayrak olsun… Parayı temsil etsin…

Şike, teşvik, savaş deyip iki dakika sonra üç büyük kulüp taraftarının karakterine bürünen bu kitle bakalım kararını hangi yönde verecek…

4 comments
  1. Cok önemli bir noktaya değinmissiniz.çok doğru malesef taraftarimiz kendisini diğer taraftarlardan ayiran özelliklerini kaybetmeye başladi

Bir Yorum Yazın