Minik iki tane el. Birinden koca bir el tutmuş, diğer eli serbest şekilde, küçük çocuğun istediği gibi sallanıyor. Boynunda sarı-lacivert bir atkı. Atkının üzerinde ne yazdığını okuyamıyor çocuk, çünkü henüz okumayı sökmemiş; fakat elini tutan koca elin sahibi babası tarafından öğretilmiş, Ankaragücü yazıyor o atkıda. Baba-oğul bir Ankaragücü maçına daha gidiyorlar.
Tribünde babası sayesinde yaşadığı anılar, yaşından kat be kat fazla. Taraftar olmanın bilincini sadece yendiği anlarda değil; yenildiği anlarda da öğrenmiş bu çocuk. Bu sayede de ileri ki yıllarında nasıl davranması gerektiğini bilecek. Tribününe evim diyecek. Belki çok klasik olacak ama; cebindeki okul harçlığını evi için harcayacak.
Betimlemesini yaptığım çocuk gibi yüzlerce küçük yüreğin kalbinin attığı bir büyük kulüp; sarısı ile laciverti ile Ankaragücü. Büyük kulübün tanımı da İstanbul’daki gibi yapılmaz. Büyük kulüp olmak için bir kültürünün olması gerekir, zira büyük kulüpler kültürleriyle saygıyı hak ederler ve o hak ettikleri saygı onları büyük kulüp yapar.
O büyük kulüpler ne durumda olursa olsunlar, saygı duyanlar hep saygı duyarlar. Bugün olduğu gibi. Ankaragücü gibi büyük bir kulübün bugün yaşadığı sıkıntılar; gerçekten ciddi büyüklükte sıkıntılar. Ankaragücü’nün rakibi bugün endüstriyel futbol. Ve dahası; endüstriyel futbol denen saçmalık, dünyaya egemen bir güç ve o güç bu sene her hafta Ankaragücü’nün karşısına rakip olarak çıkıyor. Fikstürdeki rakibin adına bakmayın. Ankaragücü her maçta aynı sorunlarla, sıkıntılarla karşılaşıyor.
3 büyük kulübün(!) üçü bir araya gelse, karşısına çıkmakta korkacakları endüstriyel futbol hilesine Ankaragücü bugün direniyor. Direndikçe daha da saygı kazanıyor. Direndikçe bu mücadele sadece Ankaragücü’nün değil, tüm endüstriyel futbol karşıtlarının, yani biz taraftarların mücadelesi oluyor. Kalorifer üzerinde kuruyamayan formalardaki terler isyanın simgesi olacak durumda. İsyan da başlamak üzere. Endüstriyel futbol,karşısına aldığı Ankaragücü karşısında, Ankaragücü direndikçe korkmaya başlıyor.
Marka değeri dedikleri zırvalarla sözde Türk Futbolunun kalitesini yüksek tutmaya çalışan(!) bireyler, bugün Ankaragücü’nden korkuyorlar. Futbolun endüstrisini korumak için her gün masalarda toplanan ensesi kalın adamlar, minik Ankaragücü atkısını boğazına dolamış çocuk kadar adam olamıyorlar.
Öyle kritik bir an ki bu an, bu saatten sonra, futbol düzenbazlarına hakkını korumak için verdiğin mücadele, mücadelemdir Ankaragücü. Haydi; bıraktık sınavı, finali, işi gücü…
Saldır Ankaragücü.
Saldır şu düzenbazlarının hilekar oyuncaklarına,
boz şu aptal düzeni bir kez daha.
Saygılar.
dayan ankaragücü,dayan..dayan ki yine bi takımın altına yatasın.