YEŞİLLERİN KÖRLÜĞÜ

27 Aralık 2012 tarihinde bir ulusal gazetenin spor kısımlarını okurken Aziz Yıldırım’ın 26 Aralık 2012 tarihinde 1907 Fenerbahçeliler Derneği’nde yaptığı konuşmanın haberine denk geldim.

“Şuna inanın her zaman söyledim, yine söylüyorum. Biz en az temiziz diyenler kadar temiziz. Ama bunu dikkat ederseniz hiçbir tanesi söyleyemiyor. İkinci şey şu, şunu söylüyorum, diyorum ki Fenerbahçe’den başka herkes teşvik primi almıştır”

Üstteki sözler haberin içeriğinde yer alıyordu. Aziz Yıldırım’a ait sözlerin bir kısmını oluşturuyor.

Bu sözleri biraz incelemek gerekiyor. Diyelim ki Aziz Yıldırım haklı ve Fenerbahçe’nin haricindeki her kulüp teşvik primi aldı. Teşviğin şikeden yasa önünde bir farkı da yok. Bu durumda her kulüp şike suçu işlemiş midir; yanıtı ortada. Bu durumda Fenerbahçe harici her kulüp şike suçlusu olur bu ülkede. Buna tamam diyelim.

İkinci olarak “en az temiziz diyenler kadar temiziz” kısmına bakalım. Aziz Yıldırım ülkedeki en temiz kulüp olduklarını söylerken aynı zamanda diğer kulüpler kadar temiz olduklarını dile getiriyor. Aziz Yıldırım fark etmeden suç işlediklerini itiraf ediyor yani. “Tüm kulüpler kirli, onlar suçlu, ama biz en temizi kadar temiziz yani suçluyuz” benim kendisinin konuşmalarından çıkardığım ve mantıklı düşünen herkesin çıkarabileceği şey de bu.

Aziz Yıldırım

Şu ana kadar Aziz Yıldırım’ın diğer kulüplere attığı iftiranın doğru olduğunu kabul ettik. Ve sonuçta bir şike itirafı çıktı. İftiraları çıkardığımızda Fenerbahçe’nin ve kendisinin suçlu olduğunu itiraf eden birini görüyoruz. Biliyoruz ki kendisi, şikeden hüküm yemiş Bülent Uygun ve Mecnun Odyakmaz’ın kişi-tarih-yer içeriği bile olmayan iftiraları ile Trabzonspor’u itham etmişti. Diğer kulüpler hakkında da aynı yollara başvurmuş, yıllar önceki maçların kasetlerini ortalıklara dökmüştü. Kendisinin İTİRAFı ortada durmakta, İFTİRALARı da hafızalarımızda.

Ama biliyoruz ki bu ülke kokuşmuş ve bu şike itirafının da haliyle bir önemi yok.

Bu kokuşmuşluğun verdiği sinirle karşıdaki sayfayı okumaya başladım. Spor sayfalarını okumak için gazeteyi okumaya tersten başlamayı alışkanlık etmiş toplumun bir istinası olmadığımı da belirteyim. Neyse konuya geçelim. Burada köşede kalmış bir haberde Ufuk Özerten’in ağzından aşağıdaki cümleler yazıyordu…

“İyi şeyler oluyor Türk futbolunda. Liglerdeki puan durumu ortada, bu kaliteyi gösteriyor. Futbol günden güne iyiye gitmekte. Tek endişemiz tribündeki olaylar. Tribünlerden bir kaçış var. Tribünler ne kadar güzel olursa daha güzel bir tablo ortaya çıkar. Futbol hepimizin ekmek teknesi. Futbola hep beraber destek olalım”

Ufuk Özerten

Ufuk Özerten TFF başkanvekili. Türk Futbolu’nda iyi şeyler oluyormuş. Hemen karşı sayfada, gazeteyi kapatınca bu haberin üstüne gelen haberde bir şike-teşvik suçunun itirafı varken ve kendisinin yönetimindeki federasyon bu suça ceza verememişken ülke futbolu iyiye gidiyormuş…

Bir gün bu satırları okuyan sizler de uslu, sessiz, şikeye ses çıkarmayan, teşviğe göz yuman, her türlü pisliğe kafanızı emme basma tulumba gibi sallayan bir insan olursanız siz de bazıları gibi yeşilleri görebilirsiniz. Örnekleri ortada.

Bir Yorum Yazın