MAĞDURİYET

Zaytung'dan bir alıntı

Zaytung her ne kadar mizah sitesi olsa da toplumsal tespit konusunda Türkiye’nin en iyilerinden olduğu inkar edilemez bir gerçek. Üstte alıntıladığım Zaytung haberindeki mağduriyetin yüzde kaçı gerçekte vardır, bilemiyorum.3 Temmuz sürecinde mağdur olan bizlerin karşısında mağdur olduğunu iddia eden gaspçıları düşündükçe bu bilinmezlik derinleşiyor.

28 yıl sonra gelen bir şampiyonluğun çalınmasının ardından mağduriyetimizi dile getirdiğimizde aldığımız tepkiler… Süreci unutmamanın Trabzonspor’u yok ettiğini söyleyen ilginç beyinler… Ve her şeyden ötesi 3 Temmuz yüzünden futbolcularını kaybettiği için mağdur olduğunu iddia eden Fenerbahçeliler…

Hepsi birbirinden ilginç söylemlerle dolu etrafımız. 2 yılı aşkın süre boyunca her ortamda hakkını arayan bizler ne sevincini yaşayabildik şampiyonluğumuzun, ne de mağduriyetini yaşayabildik çalınan haklarımızın.

Hepsi bitse bakın siz de kirlisiniz diyerek ortaya çıkanlar bitmiyor. Artık Sivas’a giden balık mevzusundan kusma noktasına geldik. Umut Bulut’un önündeki topu engellemek için kendini yere atan, Fenerbahçe taraftarı futbolcunun hırsıyla karalanmaya çalışmaktan bıktık.

Biçilen rolü oynamamız için yapılan baskıları listelemek bile yorucu hale gelmeye başladı. Vatan haini olduk, ülke futbolunun katili olduk. Temiz futbol istediğimiz için istenmeyenler olduk.

Unutun dediler… Kendileri hiçbir kanıtı dayanmayan, kaybedilmiş şampiyonluk yarışlarını unutamadıkları halde.

Unutun dediler… Türk futbolu tertemiz dedikten 6 ay sonra “Ne olacak canım, herkes yaptı zamanında, herkes kirli” dediler.

Unutun dediler… Endüstriyel futbol denilen zımbırtının para üzerinden döndüğünü ve şampiyonluğun bir kulübe ekstradan 40 milyon tl civarı bir para kazandırdığını yok sayarak. Gasp edilen bir şampiyonlukla maddi makasın bir tık daha açılacağını görmezden geldiler.

Unutun dediler… “Ülke futbolunun maddi değeri düşer, borçlarınızı ödeyemezsiniz” tehditleri savurdular. Hakkımızı parayla gasp edip karşımıza geçip para edebiyatı yaptılar.

Unutun dediler… 2011’in ocak ayında “Aziz başkan alır şampiyonluğu” dediler, 2011’İn Temmuz’undan sonra “şike yapmadık” dediler. Kendileri bu kadar kolayca ve şereften bihaber unutmaya elverişli oldukları için bizden şerefsizleşmemizi beklediler.

Biz tüm mağduriyetimize rağmen;

-Dik durduk,

-Eleştirilecek yanlarımızı onlar gibi örtbas etmedik,

-Gerektiği yerde binlerce kişi karşısında bile sözümüzden dönmedik,

– Her türlü baskıya rağmen davamızı savunduk,

-İçimizdeki acı yol gösterici ışığımız oldu,

-Şerefsizleşmedik,

-Hakkımızı almak için adaletin hüküm sürdüğü yollardan ayrılmadık…

Ve biz unutmadık. Çünkü unutmak tekrar yaşamanın ilk aşamasıdır. Biz bunu herkesten iyi biliyorduk. 1996’da ve 2004’te yaşadıklarımızı unuttuk, uzun sürse de. 2011’de tekrar yaşadık. 3 beraberlik ve 1 mağlubiyetlik ikinci devre performansı görmezden gelinerek “Bir maç daha kazansaydınız” söylemine muhatap bırakıldık.

Biz 3 Temmuz’un gerçek mağdurları… İsteğimizi, futbola karşı beslediğimiz sevgiyi ve her şeyden de öte bu ülkeye karşı olan inancımızı kaybettik. Telafisi olmayan kayıplar yaşadık. Kendisine dilekçe veren Trabzonspor taraftarını psikiyatrik muayeneye tabi tutan ve bunu sırf Fenerbahçeli olduğu için yapan hakimlerle bile karşılaştık.

Unutmamızı istediler, mağdur değil suçlu hissetmemizi istediler.

Belki çok uç bir benzetme olacak… Aliya İzzetbegovic’in bir sözü var, yaşadığımız süreci neden unutmamamız gerektiğini anlatan:

“Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın, ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.

Bir Yorum Yazın