ADALET VE FUTBOL

Uzun yıllardır Türkiye’de beklenen, bilinen ama dile getirilmeyen, görünen ama söylenmeyen gerçekleri yaşadık, gördük bildik. Günümüzde de bütün medya oyunlarına ve soğumasına rağmen görmeye, yaşamaya devam ediyoruz. herkesin yorumladığı, milyonların izlediği bu filmin adı olsa olsa “dev rezalet ve çakma marka değerinin patlaması” olur..
Fenerbahçe yönetimi ve arka bahçesinin büyük oyunu. Önceki yıllarda süper lig sezonlarının bitiminde sıkı bir sessizlik ve ciddi bir can sıkkınlığı hakim olurdu.
Sağ olsunlar! Bu yaz canımızı hepten sıkmış olsalar da sonuç itibariyle Uefa’nın da adil ve dürüst duruşuyla mutlu sona yakınız. Onlar hala gazetelerde lig öncesi şampiyonluk sayılarını 6 olarak yazsalar da, twitter adreslerinden “densiz uefa” diye saydırsalar da..
Unutulmaması gereken nokta şudur ki; Trabzonspor ve Trabzonsporlu kesinlikle haksızlığın karşısında adil bir direnişçi edasıyla dikilmeye devam edecektir. Söz konusu olan kendi başkanı ve yöneticisi olsa da bu büyük ilke Trabzonspor taraftarınca değişmez. “Yalandan” yollara dökülmez. Tüm bunlar olurken ağlamayın diyenler var. Onların bizim davamızı anlayabilmeleri için 96 senesinde “çalınan” şampiyonluğumuzdan sonra TFF binasına yürüyüşümüzdeki basın bildirgesinde. İyi okuyup, anlamaları Türk futbolunun hayrına…

Hâla anlayamayanlar için biraz beyin jimnastiği yapalım. Trabzonspor ile Fenerbahçe’yi tamamiyle yer değiştirelim. Bu değişimin içine teknik adamları, medyayı ve tabi ki taraftarları da koyalım. Sonuç ne olurdu? Medyadaki infial nasıl cereyan ederdi? Ve size net bir soru; Aziz Yıldırım televizyonlarda, medyada ve sosyal medyada hangi uslupla yer alırdı?

Süreci yanlış ve bir çoğumuza göre başarısız yöneten yönetimin belki de en olumlu ve doğru davranışı sessizlik ve olayları yakından izlemesi olmuştur. Haklarını vermek lazım.

Biraz da Futbol!

Geç ve beklenmedik de olsa adalete kavuşmanın sevinci var hepimizde. Bordo-Mavi forma önce Manisaspor deplasmanında ardından İtalyan devi İnter. Sahaya her çıkışınızda duygulanan bu gözler unutmayın ki her zaman “dik oyna”manızı bekliyor, formanızın hakkını Burak Yılmaz’ın Beşiktaş deplasmanında verdiği gibi vermenizi istiyor ve sizi bu yüzden destekliyor.

Oyna, Dik Oyna!

İlk yazımda Dik Oyna’ya değinmezsem eksik kalır. Bir çok hakkını ne yaparsak yapalım ödeyemeyeceğimiz arkadaşımızın emeği var bu platformda. Severek, sevinerek teşekkür ediyorum herkese. Hayde!

Not: İşbu yazıyı yazarken henüz CAS Fenerbahçe kararını açıklamamış, henüz TFF sonucu beklercesine açıklama yapmamıştı. Tekrar gördük ki, Uefa olmasaydı bırakın şampiyonluğun el değiştirmesini, ceza bile verilmezdi. Bakalım şimdi ne olacak..

ebay@dikoyna.com

Bir Yorum Yazın