YANDI, BİTTİ, KÜL OLDU!

İki tür hata vardır dediler bize Asker ocağında komutanlık saatinde;
biri “teknik hata” diğeri “stratejik hata”…
İkisinin en temel farkı da teknik hataların çözülebileceği;
Ama stratejik hataların tüm işleyişiniz üzerinde etkisi olacağından dolayı çalışmanızı baştan organize etmeniz gerektireceği şeklindeydi.

Bugün ligde peş peşe alınan nahoş skorlar bana göre telafisi mümkün teknik hatalardır.
Avrupa’dan elenmemiz de koskoca bir transfer sezonunu değerlendirmeyip en kritik transferleri Avrupa Ligi elemelerinin sonrasına bırakmamızdan mütevellit telafisi artık namümkün olan bir stratejik hatadır.
Zira artık ne yaparsak yapalım Avrupa Ligi ve getirileri bizim için “geçmiş” oldu.

Peki bu özetlediğimiz süreçte taraftar olarak bizlere düşen nedir?
Ne şekilde hareket edersek hem stratejik bir hata yapmamış hem de sürecin hakkını vermiş oluruz?
Gözlemlerime göre yaklaşımlar şu şekilde:

1-      Başkan İstifa etsin, Teknik kadro ya istifa etsin ya da sembolik bir göreve geçip koltuğu devretsin.

2-      Başkan kalsın yönetim değişsin. Teknik kadro değişsin.

3-      Başkan da yönetim de kalsın. Sadece Şenol Güneş gitsin.

4-      Ne başkan, ne yönetim ne de Şenol Güneş değişmesin.

Taraftarlarımızı dört ayrı kanala bölen fikirlerden hangisi acaba kısa, orta ve uzun vadede hem Trabzonspor için hem de taraftarımız için doğru yaklaşım olacaktır?

Ben bu seçeneklerden her halde en az destek gören 4. Seçeneği tercih ediyorum.
Genelde yapıldığı gibi tercihimin sebeplerini değil de neden diğer seçenekleri tercih etmediğimi izah etmeye çalışayım:

Birinci seçenek;
Başkan’ın istifasını takip eden süreçte yönetimi değişen kulüplerde teamül olduğu üzere teknik ekibin de istifasının geleceğini düşündüğümüzde

Nuri Albayrak

Şenol Güneş’i takımın başında görmek isteyen taraftarlar için çok romantik ya da hayalci bir seçenek gibi geliyor. Şimdiye kadar teknik ekip değişikliği fısatı yakalayan hiçbir kıymetli(! ) yönetim bu rant fırsatını da kaçırmış değil. Dolayısıyla Başkanın gidişi, Güneş’in de gidişi demek olacaktır. Aralarında varmış gibi lanse edilen tüm sorunlara rağmen yine de bu çok net. Ayrıca tüm İstanbul medyasının, TFF’nin, Siyasi güç odaklarının ve hatta belki de UEFA’nın bile mücadelesinden vazgeçmesi için baskı uyguladığı Şener’in savaşı tek başına tüm hatalarına karşın benim desteğimi hak etmesi için yeterli sebeptir. “O kupa buraya gelecek” yaklaşımı bile destek için önemli bir donedir.

İkinci seçenek;

Başkanın ağır siyasi ve lobi baskısı altında olduğu su götürmez bir gerçekken oluşacak yönetim boşluğuna kendi özgür iradesiyle dilediği gibi bir tamamlama yapamayacağı için yönetimde kısa vadede bir değişimin ancak zarar getireceği kanaatindeyim. Kötü olduğunu düşündüğümüz yöneticilerimizi mumla arma ihtimaline karşın en azından kısa vadede mevcut kadroda bir değişiklik beklemiyorum.  Teknik ekip konusunda da Güneş’in bazı

GazMan

--Yorumsuz--

hatalar yaptığını düşünüyorum ama bunların minör hatalar olduğu kanaatindeyim. Bu hatalar kendisinin hiçbir zaman prim vermediği ve çıkarlarına uygun hareket etmediği yerel ve ulusal basındaki küçük hesap adamlarınca çok büyük felaketlermişçesine kaşınmakta. Güneş’in her sezonunda destekten çok köstek gördüğü bilinen bir gerçek olduğundan kendisinin konuya dair açıklamasını bile bulamazsınız ama Güneş’ten önceki sezonlar ve Trabzon’a  getirilen hocaların fayda/maliyet oranları düşünüldüğünde yine rakipsiz ve alternatifsiz olduğu görülecektir.

Üçüncü seçenek;
Yerel basının ve bir çok hesap(!)lı taraftarların seçeneği bu olacaktır kanaatimce.
Fakat Güneş’in her döneminde çok eleştirilmesinin en önemli sebebi her döneminde öyle ya da böyle savaşan ve iddialı takımlar yapmasıdır. Mevcut dönemde de kadrosundan giden oyunculara rağmen vakur şekilde sessizce işini yapması ne kadar kaliteli ve önemli bir insan olduğunun en güzel işaretidir.

Ben olsam kadromdan Egemen Korkmaz, Glowacki, C.Gülselam, Engin Baytar, Selçuk İnan, Jaja Coelho, İbrahima Yattara, Umut Bulut, Teofilo Gutierez ve Burak Yılmaz  gibi neredeyse Şampiyonluğa oynaması kesin bir kadro kaybedilmişken “başarı” ya “şampiyonluk” lafı eden herkese saldırırdım.
Ama güneş ne yapıyor??
Var olan malzeme ile yoluna devam ediyor.
Kartal kardeşlerimizin bu ara sıkça söylediği gibi “feda” diyor…

Bize düşen de sinirlerimize hakim olup,
yarını düşünmeden hareket ederek stratejik hata yapmaktan kaçınmaktır.
Tüm akil Trabzonspor taraftarının hata lüksümüz olmadığını anlaması ve mümkün olan tüm kaynaklarımızın ortak amaçlarımıza hedeflenmesine çalışması gerekmektedir.

Aksi taktirde daha çok şampiyonluklarımız çalınır,
Daha çok hezimetler görür;
Daha çok bedeller öderiz…

BordoMavi.Net

Bir Yorum Yazın