ŞİKE TELEVİZYONA YANSIDI

İşler Güçler popüler bir dizi. Özellikle de sosyal medyayı etkin kullanan kesim arasında büyük ve bence hak edilmiş bir popülerliği var.

Bu dizinin son bölümündeki bir gönderme birçok Trabzonsporluyu rahatsız etti.

Öncelikle söz konusu göndermeyi ele alalım:

Rüstem amca

Bir poker sahnesi. Oyun sırasında Rüstem “kazandığını” iddia eder. Salih ona itiraz eder ve Rüstem’in “hile yaptığını”, kağıt çaldığını ileri sürer. Oyunda kritik kart bir kupa olduğu için itirazını “Kupamı çaldın, kupamı ver” sözleriyle ifade eder.

Bunun karşısında Rüstem amca “Trabzonlu mu bu?” der. Bağlantı bu şekilde kurulur. İtiraz edilen esas sahne bu. Fakat paralellikleri tam olarak kurmak için burada kalmayıp büyük resmi de görmek lazım.

Sahnenin devamında masadaki diğer oyuncular “hatrı” büyük olduğu için yaşlı olan Rüstem’i tutarlar. Salih’i ise hakkını aradığı için kınarlar. Salih, sırf tatsızlık çıkmasın diye durumu sineye çekerken Rüstem çok üstüne gelinmiş mazlum havasıyla “Ne istiyorsunuz benden!” diye masadan tam anlamıyla “ağlayarak” kalkar.

Devamında ise Rüstem’in kağıt çalmış olduğu ayyuka çıkar ve konu kapanır.

Rüstem amca “Bana komplo kurdular” demez. Kalın gözlüklü biri çıkıp “Senin mücadeleni destekliyoruz Rüstem amca” demez. Bıyıklı bir başka adam gelip “Gerekirse 5 el daha kart çalarak oyun oynatırız” demez. Mesele, olması gerektiği gibi çözülür.

Salih abi

Ayrıca şike sürecine yapılan gönderme bu kadarla sınırlı değil. Bölümün devamında bu sefer Rüstem amca bir adamın evine gider. Adamın evinde Rüstem amcanın yıllar önce hak ettiği bir kupa sergilenmektedir. Salih abi “Alalım kupayı buradan, senin olsun” der. Rüstem amca ise “O, zamanında kıymetliydi oğlum. Şimdi beş para etmez” der ve onun ricası üzerine Salih söz konusu çalıntı kupanın üstünde (affedersiniz) hacetini görür.

İnsanların istediğinin kupanın fiziksel varlığı değil adalet  olduğu mesajı, herkesin anlayacağı bir dilde verilmiştir.

Önemli olan kupanın yeri, sapı vs. değil kendisinden adalet ve dürüstlük beklenen makamların bunu gerçekleştirip gerçekleştirmemesi.

Öte yandan bu göndermeye tepki gösteren insanlara da haksızlık etmemek gerekir. Şike süreci başladığından beri hem basın hem TFF ve hatta yürütme organının başı, Trabzonspor’un hak arayışına kulak tıkayıp adeta ötekileştirdi. Trabzonspor taraftar kitlesinin yarıya yakınını oluşturan ve zaten tabiatı itibariyle pek yumuşak başlı olduğu söylenemeyecek Trabzonluları inanılmaz agresif bir ruh haline soktu.

Şikecileri övmekten nemalanan sözde aydınlar da mahkeme kararıyla tescilli çetecilere ve şikecilere methiyeler düzünce tam anlamıyla çoğunluğun azınlığa uyguladığı bir baskı, tahakküm dalgası altında bulduk kendimizi. UEFA ve Türk yargısı hariç hiç kimse Trabzonspor’u duymak istemediği gibi tüm mecralara süreçle ilgili yanlış ve yanıltıcı bilgiler pompalandı durdu.

Aziz Nesin’in yıllar önce okuduğum bir hikayesi vardı: Japon imparatoruna kahinler, çok büyük bir yağmur geleceğini ve o yağmurun suyundan içenlerin delireceğini söyler. Bunun üzerine imparator önlemler alır, sarayı ve su tedarik kanallarını dışa kapatır.

Aynen kahinlerin dediği gibi bir yağmur yağar ve gerçekten de o sudan içen herkes delirir. Deliler gitgide her tarafı sarar ve en sonunda tüm halk delirmiş vaziyette sarayın etrafını kuşatır. İmparatora haber verirler: “Sarayın etrafını sardılar”… “Duvarlara çıkıyorlar”… “Duvarların tepesine geldiler”… “Hepsi birden bizi gösterip bağırıyorlar”…

İmparator dayanamayıp sorar: “Ne diyorlar?”. Uşağı cevap verir: “Delilere bakın! Delilere bakın!” diyorlar.

İmparator vaziyete bakar ve en sonunda adamlarına da o sudan içmelerini emreder ve kendi de içer…

Hani bizde de “Bir insana 40 kere deli dersen deli olurmuş” derler ya. İşte biz de öyle “deli” olduk. Ne zaman bu konuda bir iğneleme yapılsa insanların patlaması, parlaması ondandır. Haklı olmasa bile çok normaldir. Belki başımızda ülkede sağduyuyu hakim kılması gereken unsurlar şikecileri gözetme hafifliğine düşmeseydi bu hallere gelmezdik ama haklıyken haksız duruma düşmemek için soğukkanlılığımızı korumaya devam etmeli ve arada bir kendi kendimize şunu söylemeliyiz:

– Sakin ol ŞAMPİYON!

Bir Yorum Yazın