ŞENOL GÜNEŞ BİR FENOMENDİR

Aslında Şenol Hocamızı anlatmaya ne sayfalar ne de zamanımız yeter, ama birkaç satırla ona karşı olan düşüncelerimizi ve sonsuz sevgimizi kelimelere dökmek istedim.

 

Şenol Güneş hem futbolcu, hem teknik direktör, hem kişilik ve en önemlisi  hem de insan olarak, önce Trabzon ve Trabzonspor’a sonra da Türkiye’ye çok şeyler kazandırmıştır.

 

Kimisi bunların değerini bilir ve Şenol Güneş’den saygıyla söz eder, hakkını teslim etmesini bilir. Kimisi de kendisini ve temsil ettiği camiayı çekemediği icin, onu yerle bir edeceği anı kollar ve yerden yere vurmayı ihmal etmez. Bu yıllar yılı böyle olmuştur. Hatta Türk Milli  Futbol Takımını en yüksek mertebeye, Dünya üçüncülüğüne, taşıdığı zaman bile onu küçük düşürmek, asağılamak için her türlü haber yapılmıştır. Duruşundan, konuşmasından, kıyafetinden tutunda karizmatik olmayışına kadar alçakça saldırılara maruz kalmıştır. Şenol Güneş her şeye rağmen olgunluguyla ve insanlığıyla sineye çekmistir hepsini.

 

Sanki Türkiye her Avrupa ve Dünya Şampiyonaları finallerinin abonesiymiş gibi, hatta her gittiği organisasyonda sanki hep en az yarı finale kalıyormuş gibi…  Dünya üçüncülüğüne burun kıvıran ahlaksızlar, neden Dünya şampiyonu olamadı diye yerden yere vuranlar, hatta en vahimi Şenol Güneş’e rağmen Dünya üçüncüsü olan Türk Milli Takımından bahsederek onu küçük düşürmeyi bir hobi haline getiren insanlık dışı mahluklar ve yazarlar türemiştir ülkemizde. Halbuki Şenol Güneş bu başarıyı elde ederken,  Dünya Devi Brezilya ile iki kez karşılaşmış  olması bile  gözardi edilmek istendi.

 

Aslında Şenol Güneş bir fenomendir. Trabzonspor’da altın yıllarını yaşamış ve yasatmış bir kaleci olarak, bugün Trabzonspor Kulübü’nün Türkiye sınırlarını aşarak tüm Dünya’da sevilir olmasında, belki de en büyük katkı sahiplerinden biridir Şenol Güneş, üstelik özbeöz kendi memleketimizin evladıdır.

Bir kaleci olmak bir futbolcu olmaktan çok daha zordur;  çünkü oynadığınız takımın sahadaki ilk 11′ inde diğer futbolculara verilecek 10 forma varken bir kaleciye sadece 1 forma vardır ve bu formayı kapmak için çok ama çok iyi olmak lazım. Bu yüzden bir kalecinin hayal ettiği ve erişmek istediği her türlü başarıyı fazlasıyla elde etmiştir Şenol Güneş, ama bunu elde ederken en büyük mutluluğu gönlünü vermiş olduğu takım olan Trabzonspor’da bunları yaşamış ve elde etmiş olmasıdır. Yıllardan beri kaybedilen şampiyonluklardan sonra Şenol Hocamıza ithamlarda  ve suçlamalarda bulunanları, Trabzonspor’umuzun kurtlar sofrasında kimlerle dans ettiğini bilmemize rağmen, bunun tescilli belgelerle ve tapelerle ancak gecen sezon(2010/2011) patlak verdi ve Türk Futbolunun kara lekesi tüm çıplaklığıyla gün ışığına çıkıverdi. Bu kara lekeyi örtbas etmek isteyen onca kurum ve kuruluşlara rağmen, o andan itibaren bile Şenol Hocamız koca bir sezonun emeğini, alınterini bazı alçakların şike ve teşviklerle çalmasına rağmen olgun bir şekilde mütevazılığını korumuş hep kendisine yakışır ve yapıcı  demeçler vermiştir. İste budur Hocam;  bizim size olan saygımız ve sevgimiz.Bize kupalar, şampiyonluklar lazım değil,  Hocam bize sizin gibi dürüst, is ahlakı, saygı ve insan sevgisi yüklü olan insanlar lazım.

 

Dünya’nın nasıl bir Güneş’e ihtiyaci varsa ve onsuz yaşayamazsa… Trabzonspor’un da Şenol Güneş’e her daim ihtiyaci vardır. Bugün teknik direktör bazında olduğu gibi yarınlarda ise başkanlık sıfatında kulübümüzün başında görmek isteriz seni Hocam. Sen sadece adam gibi adam değil….Adamların Adamısın…Şenol Hocam. Beraber yürüdük biz bu yollarda Hocam… Ve daima futboldaki tüm kirliliklere rağmen, hep beraber bu yollarda yürümeye devam edeceğiz seninle. Allah seni başımızdan eksik etmesin.

Sevgiler, Saygılar Şenol Hocam
Arslan Püskül
Stuttgart
Almanya

One comment
  1. Amin… Sadece Trabzonspor’un değil, Türk futbolunun da kesinlikle Şenol Hoca’ya ihtiyacı var. Ama şimdi, Türk futbolunun iyice bulandığı bu kirli düzende Trabzonspor’un kendisine her zamankinden daha çok ihtiyacı var.

Bir Yorum Yazın