SADECE BİR “KUPA” MI

Aylardır dönen kupa geyiğine derinlemesine dalmak istiyorum.

Trabzonspor, derdi kupa olmayan kulüp. Ama kupa isteyip duruyorsunuz diyen kişi de benim gözümde değersiz. Derdi, yıllardır taraftarının dillendirdiği “kire karşı mücadele etme” durumunun tescillenmesidir. Trabzonspor taraftarının şampiyonlukların gelmediği onlarca yıl sayıca artmasının sebebidir kupayı isteme nedeni. Ey büyüklüğünü kupa büyüklüğü değil de başka bir büyüklük olarak gören İstanbul’un üç devinin taraftarı, sen büyüklüğün sorulduğunda aldığın kupaları, Avrupa’daki başarılarını ve taraftar sayını gösteren aciz… Bize büyüklüğümüz sorulduğunda kire karşı mücadele ederek alınan kupaları gösteriyoruz… İşte tescilli şampiyonluğumuzun kupasını isteme sebebimiz budur.

Denilecek ki hangi tescil?

Ben de mahkemedeki sonucun bir tescil sayılacağını düşünmesem de spor hukukunun aldığı kararların hukuka aykırı hale gelmesinden ötürü başka bir çıkar yol bulamamaktayım. Düşünün ki bir takımın iki asbaşkanı şikeden ve teşvikten dolayı spor hukuku tarafından ceza alsın ve o takım ceza alamasın… Bunun yanında bu suçlardan dolayı mağdur olan takım hiçbir şey elde edemesin… Buna hukukun neresinde yer vardır. Üstelik bu etkilenmeme nedeni kararlar açıklanmadan birkaç gün önce yapılan ve daha önce  TFF genel kurulunda reddedilen bir maddenin değişimi olsun.

Trabzonspor spor hukukuna göre 5 aydır 2010-2011 sezonu Süper Lig şampiyonu, bu şampiyonluğun simgesi olan kupasını hâla alamadı. Trabzonspor TC Anayasası’na göre şike soruşturmasında suçsuz bulundu, rakibinin pek çok yöneticisi ise  Yargıtay yollarında medet arıyor.

Birileri çıkıp bakın Balyoz Davası diyerek Trabzonspor’un şampiyonluğunu yok saymaya çalışıyorlar… Şike sürecini örtmek için gelen insanların dahi bu ülkede şike var, suçlularını da tamamen ortadan kaldırmaya çalıştık ama olmadı, birkaç tanesini ne yaptıysak aklayamadık dediği bir ortamda hangi Balyoz Davası emsal olabilir ki şike davasına…

Trabzonspor spor hukukunun normal yargıdan çok daha hızlı ve şüphe odaklı karar verebileceği ortadayken neredeyse yargı ile aynı anda biten bir sürecin mağduru ve tescilli galibi…

Bundan sonra yüzyıl boyunca Fenerbahçe’yi yenemese de, sürekli yenilse de bu değişmeyecek.

Trabzonspor o simge müzesine gelmese de artık rahatça kire karşı verilen mücadelenin 8. galibiyetini (bu mücadelede Bursaspor’un müzesinde yer alan şampiyonluk kupasını unutmak yanlıştır) haykırmakta serbest…

Kir içinde yaşayanlar kupa geyiği yapmaya devam etsin, anlayabilecek kapasiteleri olsaydı yapmazdılar zaten.

Bir Yorum Yazın