HOŞÇAKAL 2011

Evet, bir senenin daha sonuna geldik. İyisi ile kötüsü ile diyeceğim ama, oynadığımız Lig ve Şampiyonlar Ligi maçları haricinde iyi olan bir şey hatırlamıyorum bu seneye dair Trabzonspor ile ilgili ve maalesef yaşanan çirkinliklerle belki de Türk Futbol tarihinin gelmiş geçmiş en çalkantılı senelerinden birini yaşadık. Peki, Trabzonspor’lular olarak neler yaşadığımızı biliyoruz. Tekrar tekrar yazmaya gerek yok. Ama Fenerbahçe’liler için nasıl geçti hiç düşündünüz mü ?

İsterseniz 2011 boyunca Fenerbahçe’lilerin gözünden geçen koca bir seneye hızlıca bir bakalım. Hatta ekşi sözlükteki entrylerden alıntılar yapalım istedim sözlükteki Trabzonspor’lu yazarlardan biri olarak. Artık güler misiniz, ağlar mısınız? Siz karar verin. Fenerbahçe’liler de alınmasın, gücenmesin. Çok uğraştılar Trabzonspor’lu yazarlarla, bu da onun bir cevabı olsun kendi çapında.

Muhtemelen hatırlarsınız, Fenerbahçe 2010 yılının Aralık ayı sonunda ligin ilk yarısı bittiğinde liderin 9 puan gerisinde ligi 3. sırada devam ettiriyordu. Ocak ayı ile beraber Türkiye kupasında da istediğini bulamamıştı. Net bir şekilde Aykut Kocaman’ın ve takımın başarısız olduğu düşünülüyordu. Ta ki Aziz Yıldırım puan farkı kapanacak ve şampiyon olacağız diyene dek. Ta ki Aralık ayının ortasında Aykut Kocaman “Trabzonspor’un penaltıları irdelenmeli diyene dek.

Ama o sırada devre arası kampını yeni bitirmiş Fenerbahçe taraftarlarında halet’i ruhiye’nin nasıl olduğunu görmek için 2011 yılının ilk maçına bakmak yeterli:

(bkz: 13 ocak 2011 yeni malatyaspor fenerbahçe maçı)

#21625430 : fenerbahçe kalesinde yanlışlıkla mert günok değil de serkan kırıntılı olsaydı, malatyalılar şu an “on, on, on” diye bağırırlardı. çok şanslı takımız vesselam.

#21625531 : alex de souza’ nın yüzünden yenildiğimiz bir başka maç daha, altan tanrıkulu ve rıdvan fantasy football oynamak üzere aykutlarını da alıp gitseler ya. ayrıca bu maç ne olursa olsun aykuta şans verilmesi taraftarıyım diyen tatlı su fenerbahçelilerine de ders olmuştur umarım.

#21625542 : kupayı, şu maçı her şeyi geçtim, sahada 10 tane ruhsuz var. mert günok haricinde çabalayan, şu maçı çevirmeye çalışan tek bir futbolcu yok. yazıklar olsun sadece yazıklar olsun…

#21625888 : bu maça iyi yanından bakarsak; kupa macerası daha başlamadan bitmiş oldu. öbür türlü son aşamaya gelip kaybetmek hem daha kötü koyuyordu hem de rakip takım taraftarına orgazmdan zevkli anlar yaşatıyordu… hoş, fener bu maçı kazanmış olsa dahi, çok büyük ihtimalle elenecekti zaten…

öbür taraftan bakarsak ise; fenerbahçe camiasında zaten umutsuz olan hava, bu maçla beraber eksilere kadar inmiştir. bu saatten sonra toparlanmak inanılmaz derecede zor olacaktır. başta başkan aziz yıldırım olmak üzere tüm yönetim kurulu, daha sonra ise başta aykut kocaman olmak üzere tüm teknik ekip ve de hemen hemen her futbolcu bu takımın bu hale gelmesinin sorumluları… şimdi övünebilirler yarattıkları bu takımla.

bir taraftar olarak sezon sonuna kadar basketbol ve voleybol izlemeye karar vermiş bulunmaktayım… hiç olmazsa onların bi ruhu var sahaya yansıtacak…

#21626424 : mevzu malatya maçını kaybedip türkiye kupasında daha grup maçlarında sıfır çekmeye bu kadar yaklaşmış olmak değil ki, mesele bu kadar aciz olmak. iyi takımlar rakip ayırt etmez ya, kötü takımlar da rakip ayırt etmez aynı bugün ki fenerbahçe gibi karşısında kim olursa olsun biraz motivasyon biraz taktiksel çalışmayla bu sonuçla yollardı fener’i. malatyaspor’lu futbolcuların hakkını da teslim etmek lazım güzel bir galibiyet aldılar. iyi takımları iyi yöneticiler yönetir, iyi yöneticeler iyi hocalarla çalışır, iyi hocalar iyi futbolcuların olduğu takımları kurar, iyi futbolu da iyi futbolcular oynar. bu takım kötü bir takım.

#21633305 : şampiyonlar liginden sonra da fenerbahçemin sifir çekeceği ve aziz yildirim’a hint kinasi alarak göndermeme vesile olacak kupa turnuvasinin en ilginç maçi.

#21843779 : ve caner bir kez daha üst düzey futbolcu olamayacağını göstermiştir.
ne üst düzeyi be, futbolcu olamayacağı göstermiştir. yetenek olsa bile, kafa olmadıktan sonra.

not:evet fenerbahçeliyim, ama sinirli.

Bu maçı hatırladınız muhtemelen. Fenerbahçe’nin 2. lig temsilcisi Yeni Malatyaspor ile oynayıp 3-1 kaybettiği ve çok kötü oynadığı bir kupa maçı idi. Sonra ise o ay sonunda ligde Fenerbahçe’nin gerçekten hakederek bizi yendiği bir Fenerbahçe maçı vardı. Maçın hakemi Bünyamin Gezer gerçekten kötü bir yönetim göstermişti ve bizi o maçta adeta yaktı filan ama Fenerbahçe son iki senede seyrettiğim en iyi oyununu oynamıştı, o yüzden hakkını yememek lazım.

(bkz: 30 ocak 2011 fenerbahçe trabzonspor maçı)

#21888718 : fenerbahçe’nin bu maça kadar ligin en iyi top oynayan takımına top göstermeden kazandığı maç oldu. ‘ayrıca fener’in kondisyonu yetmiyöö..’ falan diyenlere kapak olmuştur heralde.

#21888800 : fenerbahçemin “rakibi puan kaybederse puan kaybetme hastalığı”ndan kurtulduğunu gördüğümüz maç. ah bir de hakem ikinci yarının içine etmeseydi…

Evet, bu maç ile beraber Fenerbahçe yükselişe geçiyor ve 9 puanı eriterek 82 puanla aynı puanla ligi tamamladığı Trabzonspor’u ikili averajda geride bırakarak şampiyonluk ipini göğüslüyordu.

Tek tek sezonun tüm maçlarından alıntı yapsam kitap olur. O yüzden detaya girmiyorum.

Ama o sırada yaşananları hatırlamak isterseniz diye ara ara bakınızlar verdim; ilgili linklerden yazılanları takip etmeniz yeterli.

(bkz: 11 mart 2011 fenerbahçe basın toplantısı)

Derken haftalar haftaları kovaladı ve Fenerbahçe 17 maçtan 16’sını kazanarak son haftaya Trabzonspor ile aynı puanda, 79 puanda ve averaj avantajı ile lider olarak girmişti. Artık alınacak bir galibiyet şampiyonluk demekti. Fakat Denizlispor ve Bursaspor karşısında, son maçlarda kaybedilen şampiyonluklar unutulmamıştı.

(bkz: 22 mayıs 2011 sivasspor fenerbahçe maçı)

#23519436 : gerekirse parasını bastırıp çatır çatır satın almamız gereken maçtır. ahaha beter olun.

#23528122 : fenerbahçe yenerse şike denecektir. neden? çünkü fenerbahçe yendi.
laflara bak, fenerbahçe son ödemeyi yapacakmış, fenerbahçe maçı satın almış, her şey belliymiş. ulan ligin ikinci yarısında fenerbahçe bir tek bursaspor’u yenemedi. eğer fenerbahçe herkesi satın alıyorsa tek namuslu ve şerefli takım fenerbahçe demektir. en azından fenerbahçe satılmış değil.

amaçsız bir takım ile kazanırsa şampiyon olacak bir takımın maçında fenerbahçe’nin kazanmasına anormal gözle bakılıyor ya işte futbolumuzun ilerlememe sebebi bu. fenerbahçe zaten daha önce 79 puanı bala, şansa aldı hep. yoksa lig lideri takım katiyen lig 15. olan takımı yenemez. sivasspor ile fenerbahçe yüz kere maç yapsın sivas 99 kere kazanır, fener kazanırsa kesin şikedir. bu maçı fenerbahçe kazanırsa nato, ab, unicef, bm hepsi devreye girmeli, interpol, fbi, cia, mit, mossad fenerbahçe’nin attığı ilk gol ile beraber derhal şike soruşturması başlatmalıdır.

#23647074 : ilk yarısı ayakta duramayan fenerbahçe’li oyunculardan geçilmeyen maç olmuştur. yağmurlu havada nasıl bir alt varsa o kramponlarda ayağına topu alan kayıp düştü. neyse ki ikinci yarı kramponları değiştirmeyi akıl ettiler de performansları biraz daha arttı. ilk yarıdaki 4-3-3 tarzı futbol sezon başına bir gönderme tadında idi ama pek de tuttu sayılmaz. zira sivasspor’un akın akın geldiği bir süreç vardı ki, gözler kapalı izledik.

korcan’ın yediği gol, maçtan önce o kadar ettiği lafa bir kapak niteliği idi. o kadar amatör bir gol yedi ki, o kadar olur. bu arada volkan’ın yediği goller de ilki hariç kendisine pek yakışmadı. maçında ilk yarısında sakatlanan gökhan’ın oyunda kalmak için diretmesi bize bir gole neden oldu ama takım bir şekilde titredi ve kendine geldi.

sevindiğim nokta sivas’a kadar edilen laftan sonra çıkıp oynamaları idi. eksikleri hala dan dun topa vurmaları, zira galatasaray maçında da rakip basmaz iken topu ileri bakmadan allah ne verdiyse vurmaları ziyan bir durum. ağa bir durdur topu bir kafayı kaldır sonra ne yaparsan yap, ama böyle daha pozisyon başlamadan bitiyor.

bir de durum 4-2 iken sevinmeye başlarken yenen 3. gol var ki, millet sevinçten delirirken bizim götümüz atıyordu. allahtan maç sadece 2 dakika uzadı da sıkıntı yaşamadık. lan düşünsenize 90+3’te 4-4 olduğunu vallahi yıkarlar billahi yıkarlar…

neyse bir şampiyonlukta böyle geldi geçti, şimdi asıl sorun fenerbahçe yönetimi kazandığı ve kazanacağı toplam 35milyon euro ile neler yapacak. umarım kulübün borçlarının kapatılması yönünde çalışmalar yapılır ve daha fazla para kazandıracak yatırımlar gerçekleştirilir. zira bu kadar borcun artarak azaltılması gerekmekte ve bu şampiyonluk büyük bir ilaç olabilir.

akıllı çalışmalar ve gelecek 2 şampiyonluk daha bizi ekonomik açıdan oldukça rahatlatacaktır. buradan yetkililere sesleniyorum.

#24346358 : sevinmek için erken davrandığım maçmış.*
(bkz: #23638897)

(bkz: 22 mayıs 2011 fenerbahçe’nin şampiyon olması)

Evet, maç sonunda Fenerbahçe Süper Lig Şampiyonu olmuştu. Hem de Trabzonspor’un son maç ile ilgili tüm itirazlarına kulağını kapayan TFF ve medyaya göre; sonucun tescillenmesinde hiç bir problem yoktu. Televizyonlarda ve Ligtv’de muazzam bir zafer havası dönüyor, Fener’in şampiyonluk şarkıları söyleniyordu. Ama diğer köşede Şenol Güneş de Karabük maçı sonrası tarihi sözlerini söylüyordu.

tarihe geçen futbol sözleri/#26729133

“Taraftarımızın destek olması bizim için çok önemliydi, bizi desteklediler. Futbolcularım görevlerinde başarılı oldular. Futbolcularımızın bu kadar emeğinin boşa gitmemesi gerekiyordu. Onlarla gurur duyuyorum.

Biz şampiyonluk yarışına Fenerbahçe ile birlikte ortak olduk. Ama hak ettiğimiz şampiyonluğu alamadık. İkinci olmaktan çok, şampiyonluğu hak etmiştik. Emek veren bir takım olarak, paraya karşı yetenek ve emeğin savaşını verdik.

Tarih Bunları yazacak.

Evet arkasından da “Adalet zengin bir hazinedir, günü gelince herkese lazım olur” diye isyanını haykırmıştı adeta. Evet Şenol Hoca ve takımı elinden geleni yapmıştı ve olan biteni tüm Türkiye görmüştü. Bu sıralarda ise Fenerbahçe’liler zafer sarhoşuydu malumunuz. Trabzonspor’luların isyanlarına kulaklarını tıkamışlardı.

(bkz: 23 mayıs 2011 fenerbahçe şampiyonluk töreni)

Ama fırtına dinmiyordu. Bilhassa UEFA’ya kadar şikayet edildiği haberleri vardı. Ve arkasından gelen olaylar… O kadar uzun ki, dediğim gibi tek tek hepsinden alıntı yapsam kitap olur. O yüzden sizlere bakınızlarını vererek devam etmek istiyorum. Merak edenler linkleri takip ederek konu ile ilgili neler yazılmış saatlerce hatta günlerce okuyabilirler.

(bkz: şike şike şampiyon olduk diyen fenerli)

(bkz: emmanuel emenike’nin fenerbahçe’ye transfer olması)

Ve işte her ne olduysa transfer dönemi başlamışken, takımlar sezonu açmışken bir anda oldu. Aslında bir şeyler oluyordu, çünkü Haziran ayının 14’ünde TFF başkanı Mahmut Özgener istifasını vermiş, sebebi olarak da ailevi sebepleri göstermişti. O an bağlantısını kuramasak da, Aziz Yıldırım ile ilişkisi çok iyi olduğu bilinen TFF başkanının istifasında muhakkak bilinmeyen, ters giden sebepler vardı. Ve 3 temmuz sabahı hiç kimsenin beklemediği bir anda tutuklamalar ile şike soruşturması Türkiye’nin gündemine bomba gibi düştü.

(bkz: 3 temmuz 2011 şike nedenli gözaltılar)


Fenerbahçe camiası da ayağa kalkmıştı. Onlara göre büyük başkan Aziz Yıldırım bir komplo’nun kurbanı olmak üzere idi. Fenerbahçe Cumhuriyetine karşı büyük bir taaruz başlamıştı ve inanılmaz bir direnişe geçtiler. Olayın ilk şoku atlatılıp direniş arttıkça ve TFF’den de bir yorum gelmeyince Fenerbahçe’lilerin sesi giderek yükselmeye başladı.

(bkz: 10 temmuz 2011 fenerbahçe taraftar yürüyüşü)

(bkz: götünüz yiyorsa küme düşürün)

(bkz: 11 temmuz 2011 futbol federasyonu şike açıklaması)

Elimizde delil yok diyen ve gene Fenerbahçeliliği ile tanınan TFF’nin yeni başkanı Mehmet Ali Aydınlar’a savcılık delilleri veriyor ve kozmik oda delilleri inceledikten sonra, daha önceden 7 Ağustos’ta başlaması planlanan 2011-2012 sezonu Süper Lig maçları TFF’nin aldığı bir kararla ileri bir tarihe alınıyordu.

Bu süre içerisinde basına sızdırılmış belgeler televizyonlarda tartışıladursun, hatta ligin bile oynanıp oynanmaması bile tartışılırken, TFF sürpriz bir karar ile lig statüsünün değiştirildiği ve play-off denilen ve nerden çıktığı belli olmayan, daha önceden gündemde dahi olmayan yeni bir sistem ile 9 Eylül’de liglerin başlayacağını açıklıyordu.

(bkz: 15 ağustos 2011 tff’nin basın açıklaması)

 

Hatta bu sürede Trabzonspor tüm itirazlarına rağmen Şampiyonlar Ligi ön eleme maçlarını oynamış ve Benfica’ya elenmişti. Akabinde UEFA ön elemesinde A. Bilbao ile eşleşmiş, maçlarını oynuyordu.

İşte tam o sırada, 22 ağustos 2011’de Uefa’dan gelen bir müfettiş boy gösterdi ekranlarımızda. Müfettiş Pierre Cornu gelip 2 günlük bir ziyaret yapıyordu Türkiye’ye. Görünüşe göre sadece bir ziyaretti ve fikir alışverişi yapılmıştı. Akabinde her şey yolunda açıklaması geliyordu TFF’den, ama yüzlerdeki endişe belli ediyordu bir şeylerin ters gittiğini.

Ve gerçekten de ziyaretin sebebi belli olmuştu 24 Ağustos akşamı. İki gün sonra Şampiyonlar Ligi kuraları çekilecekti ama Fenerbahçe’nin katılamayacağı, men edildiği açıklanmıştı ve daha da büyük şok yaratacak olan karar bir iki saat sonra açıklanacaktı. Fenerbahçe yerine Trabzonspor Şampiyonlar Ligindeydi.

(bkz: pierre cornu)

(bkz: uefa’nın şike soruşturmasına el koyması)

(bkz: 24 ağustos 2011 fenerbahçe taraftarının göt olması)

(bkz: fenerbahçe’nin şampiyonlar ligi’nden menedilmesi)

(bkz: trabzonspor’un şampiyonlar ligi’ne katılması)

 

Okuyun isterim yorumları. Fenerlisi, Beşiktaşlısı, Galatasaraylısı, Trabzonsporlusu, Bursasporlusu, futbolla yakından ilgilenen herkes bir şey söylüyordu. Sonuçta Şike iddiaları da artık iyice şekillenmeye başlamıştı. Hatta Fenerbahçe taraftarları kendi haklılıklarına ve Platini’nin bile Fenerbahçe’ye düşman olduğuna inanadursun, aslında birilerinin eğlencesi olmaya başlamışlardı.

Bir yandan Fenerbahçe Ş.Ligi gibi büyük bir gelirden mahrum edilmişti ama öte yandan da çok hızlı bir şekilde elindeki yabancı oyuncularını; başta daha formayı resmen giymeden Emenike’yi Rusya’ya ve Lugano , Niang, Guiza ve Andre Santos gibi yıldızlarını da yabancı kulüplere iyi paralar ile satarak elinden çıkarmıştı. Fenerbahçe küme düşürülür mü düşürülmez mi derken apar topar ligimiz başladı.

Akabinde yaşananlar malumunuz 17 hafta süren bir tiyatro. Trabzonspor’un her oynadığı Şampiyonlar Ligi maçında rakip tribünlerde yerini alan Fenerbahçe bayrakları. Ta ki Aralık ayında, iddianamenin açıklanmasının ardından tüm olan bitenin basına yansımasına kadar. Bu arada Şike cezalarının düşürülmesinin TBMM’de görüşülmesi ile aynı günde açıklanması bir tesadüf müydü şike iddianamesinin? Kim bilir? Başlı başına bir konu… Sonuçta ne oldu; son buldu dedik ama son buldu mu gerçekten? Tabii ki hayır!

Trabzonspor yöneticileri ne zaman bir açıklama yapsa çok komik cezalar almaya başladı. Trabzonspor’un yoğun fikstür ile ilgili tüm sitemleri göz ardı edildi. Üstüne dalga geçercesine, Şampiyonlar Liginde gruptan çıkma ihtimali olduğu son Lille maçının olduğu gün Galatasaray-Fenerbahçe derbisi oynatacak kadar. Hadi o bize karşı olan bir iki yüzlülüktü, onu kabul ettik, alıştık ama biz bu süreçte maalesef “Şike yapanı düşürün” diyenlerin, en sonunda “küme düşürülme kalksın” diyerek çark etmesini de gözlemledik. Hatta hala TFF’nin küme düşürülme kaldırılması yönündeki çabalarını izliyoruz ağzımız açık hayretle.

(bkz: 3 aralık 2011 futbolda şike iddianamesinin beyanı)

(bkz: 2011 şike soruşturması iddianamesi)

(bkz: basit fenerbahçeli şike savunmaları)

(bkz: 12 aralık 2011 şike soruşturması tahliyeleri)

(bkz: 25 aralık 2011 büyük fenerbahçe mitingi)

(bkz: tff disiplin talimatı 58. madde değişikliği)

(bkz: tff’nin küme düşürme cezasını kaldırması)

(bkz: 58. madde değişmezse türk sporu batar)

(bkz: küme düşmenin bir kereliğine kaldırılması)

Evet, tek tek başlıklara girmek çok zor. Alıntı yapmaya kalkmıyorum daha fazla. Neticede bugün itibarı ile bu şekilde 2011 senesinin de sonuna geldik. Mehmet Ali Aydınlar daha ne kadar koruyabilecek Fenerbahçe’yi merak ediyorsanız 2012’yi takip edin. 14 Şubat 2012’de mahkemesi de başlayacak bu iddianamelerin. Öte yandan önce Galatasaray, akabinde Orduspor ve Bursaspor’un PFDK’ya sevkedilme uğruna Trabzonspor ile beraber aynı anlamda yaptıkları haksızlığa hayır açıklaması var. Giderek artacağını umuyorum bu sayının 26 Ocağa kadar.

(bkz: 26 ocak 2012 tff olağanüstü genel kurulu)

(bkz: 26 ocak 2012 şike kongresi)

Etik kurulu raporu gayet açık, hala ek belgeler var o bekleniyor deniyor oyalanıyor birileri ama er ya da geç Şampiyonluk Kupası hak ettiği şekilde Trabzonspor’a iade edilecek.

(bkz: 2011 şike soruşturması etik kurulu raporu)

Ama Fenerbahçe taraftarı bu yaşadıklarını sanırım ömür boyu unutamayacak. Empati kurması bile zor.  Düşmanımın başına bile gelmesini istemeyeceğim şeyler yaşadılar. Keşke bunlar hiç olmasaydı diyoruz, onlar da diyecekler. Ama suç kendilerinin değil, en azından sokaktaki seyircinin hiç değil. Fenerbahçe gerçekten çok büyük bir camia, ben bugün bunları biraz eğlenme amaçlı da olsa yazarken, bunu bir kere daha anladım. Türkiye’de hiç bir camia bu yaşananlara bu şekilde göğüs geremezdi.  Ama kendilerine bunu yapanların da cezasını çok ağır verecektir bu camia.

Senenin sonunda, son gününde neler yazmışlar Fenerbahçe başlığına bir de ona bakalım, hani az bir düzeyde de olsa empati kurabilme ve onları biraz anlamak için.

#26773305

futbol takımının suçlu ise küme düşürülmesini isteyen onurlu taraftara sahip spor kulübüdür. bu talep de yeni bir şey değildir. hatırlanmak istenmeyeceği üzere, bizzat ikinci başkanı ali koç daha sezon başında özetle “madem şampiyonlar ligi’ne göndermiyorsunuz, küme düşürün o zaman” diye ilgili mercilere rest çekmiş fakat pek tabi ki ilgili mercilerin duygusal nedenlerden ötürü bu talebi uygulamaya koymaya götü yememiş, talebin üzeri örtülmüştür.
#26774065
“biz şike yaptık” cümlesiyle “ulan madem şike yaptığımıza inanıp şamp.ligine göndermiyosunuz, ligden de düşürün o zaman” cümlesi arasındaki 7 farkı bulamayan malların hala daha taraftarını eleştirmeye çalıştıkları kulüp.

neymiş, “biz şike yaptık” yazarak imzalı antetli bir kağıt vermedik diye gözümüz yemedi olmuş. mal mısınız lan siz? niye böyle bir şey diyelim?

neymiş, fenerbahçe taraftarı “küme düşme cezası kalkmasın” derken samimi değilmiş. lan olm bütün taraftar birlikleri ortak açıklama yaptı, “istemezük!” diye. nihat özdemir mabede maça gelemedi konuşmaları yüzünden, tepki almaktan korktuğundan. daha da neler yapacağımızı göreceksiniz de, kulübü basıp yönetim kurulunu sallandırmamızı falan istiyorsanız çok beklersiniz.

bir de fenerbahçe taraftarını samimiyetsizlikle suçlayanların,

-kapalı kapılar ardında “küme düşme kalksın” diye kulis yapıp medyaya artislik yapan kulüplerin;

-kendilerini kurtarmak için kanun değişikliği yaptırıp, bir de utanmadan bunu “aziz’i kurtarma kanunu” diye lanse eden kulüplerin (kanun değişikliğinden sonra kimler çıktı dışarı gördük zira);

-fenerbahçe’nin reytinginin kendilerine sağladığı gelirlerden mahrum kalmamak için “aman küme düşme kalksın” diye toplantı üstüne toplantı yapanların;

-bunları yapıp yapıp bir de “delikanlı (?)” gibi ortalıkta gezinen kulüplerin;

taraftarları olması da ayrıca bir şaşkınlık konusu.
noldu? fenerbahçe taraftarının yarısı kadar olabilip de, az biraz delikanlı olabilip de çıkıp kendi asıl düşüncelerinizi açıklamak yiyor mu?

fenerbahçe taraftarı kendileri için özel kanun istemiyor! sadece adalet istiyor!
kendisini kurtarma derdinde olanlar tff/17 kulüp (tamamı evet)/digiturk!

biraz mantık ya hu! biraz adamlık!

Evet gerçekten çok zor bir sene geçti onlar için de. ve onlar da adalet istiyorlar, haklılar da. Hepimizin istediği, hepimizin birey ve insan olarak hak ettiği bir şey değil mi Adalet? Neticede tabiri caizse bütün bir sene gırtlak gırtlağa gelmiş bir Trabzonspor’lu olarak en içten dileklerimle kendilerine de  “Umarım 2012 sizin için de iyi ve adil bir sene olur” diyorum.

Bu arada Şenol Güneş, Sadri Şener, Nevzat Şakar başta olmak üzere tüm yönetimi teknik kadrosu ve futbolcuları var ki Trabzonspor kulübümüzün içerisinde, onlar biz taraftarlardan teşekkürün en büyüğünü hakediyor bence. Her ne kadar bu satırların sonunda olsa da herşeyin en başında hakediyorlar hem de. İddianameyi okuduğumdan beri başım dimdik çok şükür. Çok teşekkürler başımızı dik tuttuğunuz için, çok teşekkürler Trabzonspor’a yakışır şekilde bu oyunu dik oynadığınız için. Umarım bundan sonra da ters birşeyler çıkıp yüzümüzü kızartmaz. Bekleyelim ve görelim daha neler getirecek 2012. Hoşçakal 2011.

Bir Yorum Yazın