EXECUTE ORDER 61

Star Wars filmlerinden ilkini izlediğim zaman sanırım ilkokul dört veya beşte idim. Orijinal ismi Return of the Jedi olsa da, o dönemlerde “Jedi’nin intikamı” ismi ile sinemalarda oynuyordu yanılmıyorsam. Dayımlarla beraber ailecek kuzenler filan hep beraber gitmiştik. Star Wars serisinin 3. filmi idi. İsmini çok duymuştum ama nasıl bir film bilmiyordum. Konuya çok hakim olmasam da, film başlayınca herşeyi birbirine bağlamıştım, iyiler kötüler karşılıklı uzayın bir yerlerinde savaşıyorlardı işte. Galakside bir çok değişik yaratıklar, robotlar, ışın kılıçları, x-kanatlı y-kanatlı uzay gemileri. Çok hoşuma gitmişti tabii. O ana kadar bizim için bilim kurgu televizyonda izlediğimiz, uzay yolu, uzay 1999, battlestar galactica, 25. yüzyıl gibi dizilerdi. Ama bu hepsinin ötesinde idi. Artık oyunlarımızda hep o vardı. Akabinde TRT’de yayınlanan serinin 1. ve 2. filmlerini izlemem ile artık ben de bir yıldız savaşları hayranı idim. Sonrasında bugünlere kadar gelen yıldız savaşları ürünleri; bilimum maketler, dergiler, kitaplar, oyuncaklar, bilgisayar oyunları, yıllar sonra çevirilen ve bizim 1-2-3 diye bildiğimiz seriyi 4-5-6 yapan yeni seriler, şimdi raflarımızı süsleyen dvdleri, blu-rayleri.

İşte bu yeni üçlü serinin sonuncusunda, yani 3. bölümünde bir sahne vardı. Hani “Revenge of the Sith” isimli Sith’in intikamı denilen kötülerin galaksinin kontrolünü eline geçirdiği bölümde. O ana kadar hiç rengini belli etmemiş parlamentonun başındaki adam, yani aslında karanlık tarafın başındaki Sith Lordu Cumhuriyet’i ele geçirip imparatorluk kurma adına yaptığı sinsi planların nihayetinde, savaş varmış gibi gösterip kendi ordusunu kurar ve akabinde sıkı yönetim ilan ederek savaş sırasında galaksideki barışın ve cumhuriyetin koruyucusu jedi şövalyelerini tamamen ortadan kaldırmak için ordudaki taraftarlarına bir emir verir. “Execute order 66” diye . Yani “66 numaralı emri yerine getirin”. İşte o emrin sonunda, emri alan galaksinin dört bir yanındaki askerler tüm jedi şövalyelerini tek tek öldürür. Sadece iki tanesi kurtulur. Biri Yoda, diğeri de Obi Wan Kenobi’dir. İki Jedi Ustası. Hikayeyi ve karakterleri bilirsiniz seyretti iseniz.

Sonuçta çok klasik bir hikaye evet. İyiler ile kötülerin mücadelesi, burada biraz farklı olarak uzayda geçiyor ama özel güçleri olan Şövalyeler var, iyi taraftakiler Jedi’lar, kötü taraftakiler Sith Lordları falan. Ama bence ve muhtemelen bir çok hayranına göre serinin bu filmini özel yapan, daha doğrusu etkileyici bilm kurgu efektlerinden farklı olarak bu seriyi ve ihanet sahnelerini duygusal ve özel yapan bir nokta var ki, bu da İmparator’un Jedi Şövalyelerini katlederken, Jedi Şövalyeleri arasında herkesin sevdiği güvendiği, hatta kehanete göre galaksiyi kurtarması beklenen en yetenekli Anakin Skywalker’i kendi tarafına çekmiş olması idi. İlk iki bölümün iyi çocuğu ve kahramanı korku ve nefret ile gözü dönen ve karanlık tarafa geçen Anakin’in Jedi akademisindeki çocukları katletme sahnesi gerçekten çok başarılı ve etkileyici bir sahnedir serinin hayranları için.

Velhasılı kötü tarafa geçen Anakin “Darth Vader” olarak imparatorun komutanı olur ve galaksiyi beraber yönetirler ta ki yıllar önce seyrettiğim ilk filmdeki (yani aslında 6. bölümdeki) final sahnesine kadar. Ve kehanet gerçekleşir, gerçekten de Darth Vader son anda taraf değiştirir ve karanlıkların efendisi imparator Darth Vicious’u öldürür ve iyiler kazanır.

Bir futbol bloğunda Yıldız Savaşları ne alaka diyeceksiniz belki. Hatırlar mısınız bu filmdeki sahnelerin benzerini biz bir ara ligimizde de yaşadık. Bir takımımızın, ligin ilk yarısını en yakın takipçisi bir önceki senenin şampiyon takımının 5 puan önünde lider kapadığında aniden bir şeyler oldu. Adeta bir emir verildi galaksimizde. “Execute Order 61” dedim işte ben buna. Nereden güvence aldığını bilmiyorum ama karanlık tarafın başındaki kulüpler birliği başkanı da olan Sith Lordu çıktı ve biz bu ligi şampiyon bitireceğiz dedi. Sith Lordu namı diğer Darth Aziz’in o senenin Aralık ayında 9 puan geride iken verdiği bu emir ile ülke futbolunda dört bir koldan sistematik olarak uygulanmaya başlanmış ve ertesi sene Mayıs ayına kadar şampiyonluğun alınması için her yolun mübah sayıldığı; adım adım uygulanan yalanlar, ihanetler ve karanlık oyunlar silsilesi başlamış oldu.

Bir zamanlar iyi tarafta olduğuna inandığım ama hırsının kurbanı olup onun emrine giren Darth Kocaman’ın demeçleri bir anda medyada yer almaya başladı. Maçlarını rakip sahaya adeta yıkan ilk yarının lider takımının oynadığı oyunun neticesinde hak ederek kazandığı penaltıları irdelenmeli idi. İrdelendi de, artık tartışmasız penaltıları bile çalınmaz oldu.

Akabinde lider takımın yıldız oyuncuları için çıkan sürekli yalan transfer haberleri geldi. Adeta taciz ediliyordu sistematik olarak. Hatta bire bir gazeteci bir yakınımdan dinlediğim bir hikayede Sith Lordu lider takımın yıldızı için gazetecileri kandıracak bir düzen kuruyor ve bir anda gazetelere taşan o haberle rakip takımda anlık da olsa bir çalkalanma yaşanıyordu.

Üstüne eski oyuncularının 3 puanı hediye edercesine yaptıkları şüpheli hatalar ile sebep oldukları; komik goller, gol pasları ve yaptırdıkları penaltılar, hatalı hakem kararları, ötesinde tarafsızlığını korumaktan aciz federasyon’un yanlı tutumu ile ardı ardına gelen 3 puanlar. Bir de buna ilaveten medyanın başındaki Yazarlar Derneği’ nin açıkça taraf tutan açıklamaları, Lord Cavcav’ın yalan beyanatları filan derken resmen ben star wars filmini izledim ligimizde.

Hele ki Darth Kocaman’ın kendisinden yaşça da büyük abisi sayacağı Obi Van Güneş’e karşı takındığı bir tutum vardı ki, yaptığı düşmanvari basın açıklamalarının ardından yanına gidip elini bile sıkmadığı o an, o an artık tamamen karanlık tarafa geçmişti.

Akabinde eski şehirlerimizden birinde yaşanan tiyatrovari bir futbol maçı. Asla bir Sith Lordu olamayacak, o kapasitede olmayan ama imparatora sadakatiyle bilinen komutan Uygun’un karanlık tarafa peşkeş çektiği 3 puan. Emenike transferi, Sezer transferi filan derken artık ne dese kasıtlı olarak başka yerlere çekilen Yoda Şener güldü geçti olan bitene, ne dese insanlara etkisi olmuyordu. Darth Aziz ile savaşacak gücü de yoktu muhtemelen, O da espriye vurdu sitemini kendince. Onun ve takımın başındaki Obi Van Güneş’in tüm sitemlerine kulaklarını tıkayan bir Federasyon ve medya vardı karşılarında ve nihayetinde gerçekten Mayıs sonunda en son haftada yedinci şehir olarak da bilinen diyarda tekrarlanan bir parodi ile imparatorluğun kazandığını ilan etmesini yaşadık. Yani orada bile oyunlar oynamak zorunda kaldı kendini garanti altına almak adına kötü imparator. Çünkü hiç hesapta olmayan şeyler olmuş, çok önceden yarış dışı bırakabileceklerini sandıkları Obi Van ve ekibi yarışı son ana kadar bırakmamış, muazzam bir mücadele ile son ana kadar kafa kafaya ligi götürmüşlerdi.

Ama belki de o aç gözlülüğü yüzünden çok uzun sürmedi o kutlamalar ve sevinçleri, çünkü ligin ve futbolun başındakilerin de ötesinde bir üst güç vardı konuya müdahil olan. Yargıya takıldı önce, sonrasında da uluslararası futbolu yöneten kurum’un Avrupa kolu UEFA devreye girdi. Önce ilk adımı attı, imparatorun takımını turnuvalardan bu sene için men ettirdi. Yakın zamanda final sahnesi de geliyor. Kötüler gene tüm güçlerini kullanıp kendilerini haklı gösterme yolunda çok uğraşıyor ama ben biliyorum artık. Bu kadar film izledikten sonra, kötülerin hakettiğini alacağı ve iyilerin kazanacağı; şampiyonluğun da asıl hakedene verileceği günler yakın.

Sonuçta hala her ağzını açtığında imparatorun emri ile talihsiz açıklamalar yapan Darth Kocaman konuşmaya devam ediyor ve ben bekliyorum bir ümitle, ne zaman neyin esiri olduğunu farkedecek ve doğru tarafa geçecek diye. En azından belki de utanacak bir gün susacak diye bekliyorum. Ama o konuşmaya devam ediyor, konuştukça battığını görmekten aciz bir halet-i ruhiye içerisinde. Star Wars fimlerinin başındaki klasik sahnedir. Önden bir yazı gelir hani;  yıldızların arasından “Uzun zaman önce çok çok uzak bir galakside…” diye akan bir yazı giderek kaybolur ve o artık klasikleşmiş müziği ile Yıldız Savaşları logosu ekranda belirir. İşte bu da öyle bir şey. Bu yaşananlar da çok çok uzak bir galakside, çok uzun zaman önce meydana geldi herhalde. Sonunda gene iyilerin kazanacağı kötülerin yaptıklarının yanına kalmayacağı bir senaryo… Sözlükte de dile getirdiğim, çocuklar ve bizler için bir masal hikaye tadında yaşandı ve hala devam ediyor belki de.

Hala sorsanız bugün hapiste olan ama ülkenin hapisten çıkarmak için adeta el birliğine giriştiği Sith Lordu ve yandaşları kendi cephesinde bir kahraman olarak görülüyor ve bir komploya gittiği savunuluyor. Ama benim derdim o değil. Bu yazılanları yaşayan herkes gördü, neyin ne olduğunu herkes kendi kafasında istediği gibi değerlendirebilir. İstediği kadar inkar edebilirler. Benim asıl derdim zamanında çok sevdiğim bir adam olan Kocaman’la. Kolay değil tabii Türk futbolunda bir “Kocaman” olmak. Ama biz maalesef şunu gördük, ne kadar kolaymış  küçülmek. Halbuki o kadar kolaydı ki, yapman gereken sadece ve sadece susmak, oyununa bakmak ve Kadıköy’de senin sahana geldiğinde yanına gidip elini sıkmaktı rakibinin. Ama sen kafanı geri çevirdin. Güneş bir kez daha abiliğini, büyüklüğünü gösterip ta yanına kadar gelince de zoraki uzattın elini.

O zaman suçsuz olacak mıydın? Olayların ne kadar içerisindesin kim bilir. Belki de sadece yöneticilerden bilecektik tüm olan biteni, sen sadece onların söylemeni istedikleri cümleleri kurmuş basit bir aracı olarak kalacaktın ve sevmeyecektik artık belki de ama sen saygımızı kaybetmeyecektin Kocaman! Bir kupa kazanma uğruna kaybettin. Halbuki sen değil miydin 96’da gene alavere ile alınan şampiyonluktan sonra “rakip oyuncuların halini görünce sevinemedim” diyen. Biz seni o halinle sevmiştik, saygı duymuştuk ama sen sevgimizi de saygımızı da hırsın uğruna kaybettin.  Kaybettin Kocaman, hem de sonsuza kadar kaybettin.

 

 

5 comments
  1. insanların hayal dünyaları çok gelişmişmemeli.her kuşu götürmüşsün bir leylek kalmış iyiyle kötüyü ayırt etmek sana kalsa yanmışız zaten atılan komik gollere bakacaksan önce “jedi”larının attıkları golleri incele 2 yıl penaltı yemeden ligi götürüyorlar sanırım buda mind trick ile oluyor 🙂 bazı maçlarda rakibin en önemli adamı yarım saat dolmadan kırmızı kart yiyiyor bazı maçlarda stoperlerin ayakları kayıyor o senenin sonunda jedispor a transfer oluyor ayakları kayan adamlar. kayseri kalecisi hakkında atılmadık iftira kalmıyor ama aynı takımın kalecisi “doğru” adamlardan 1000 beterini yiyince önceki söylediklerini yalamadan yutan ve “şaka yapmıştım yanlış anlaşılmış diyen” “yoda” varken ( tipide benziyor ) bazı yandaş takımlar kendi sahasında 5 maçın toplamında yemediği 4 golü tek maçta yiyiverirken bazı yeşil beyaz jedi severler “death star” da ölümüne kapanıp jedispor a karşı 3 forvetle başlarken maçın akabinde borcumuzu ödedik diyebiliyorken hala neyin sith lordunu jedisini yazarsın eminim burayı okuyan herkesin aklına bu soru gelmiştir.gerçi bunları kafası alabilecek kapasitedeki adamlara anlatırsında ben gene bir ümit “jedispor” tarafındanda anlayabilenler çıkar diye tekrar hatırlatayım dedim doğruyu bulabilmen için önce kendini düzeltmen lazım mide altından sallamakla olmuyor bu işler adaleti arıyan insan önce kendisini o kanala sokmalı

  2. Olumlu ve olumsuz tüm yorumlar için teşekkür ederim. Hayal dünyasının geniş olması iyidir bence. Bırakın insanlar hayal kursun. İyi ile kötüyü de herkes bildiği gibi dile getirsin. Bir tarafın kazanması öteki tarafa elbette rahatsızlık verecektir. Hele ki Bugün Fenerbahçe’nin düştüğü durum gibi kazanmak için her türlü yolu göze aldığı halde kazanamadı ise iyice saldırganlaşması normaldir.

    Not: Geçen sene tüm ligi, neredeyse tüm takımların tüm maçlarını izledim. Yenimalatyaspor’un Fenerbahçe’yi evire çevire yendiği kupa maçı da dahil kupa maçlarını da. Hangi takım hangi maçta nasıl oynadı, hangi maça ne kadar asıldı gördüm. O yüzden de bunları yazdım zaten. 😉

Bir Yorum Yazın