BİR 25 HAZİRAN YAZISI

2004 yılının sonlarıydı aslında tanışmamız.  Tanışma derken onun sesi ve benim kulaklarım.   Volkan Konak 2003 yılında Didou Nana’yı Türkçe sözlerle yorumladığında her köşede duysam da tanışma vaktine daha vardı.

Trt 2’de bir gece denk gelinen Yedikule Zindanları konseri ile başladı  yolculuk.   Hemen Hayde’yi edindim. Aylarca dilimde Hayde vardı.  Tulumla tanışmamdı.

Sonra Viya!… Herkesin dilinde Didou varken ben Gyuli Çkimi ile Ka tun mita xendasoç arasındaydım.

Aylarca dinledim iki albümü. Bitmeyen, tükenmeyen, enerji ve hüzün kokan iki albüm. En büyük hayallerimden biriydi artık, Kazım Koyuncu konserine gitmek.

Sonra bir gün gazetede bir haber… Kazım Koyuncu kansere yakalanmıştı. Direneceğim diyordu, yeneceğim diyordu. İnanmamak elde miydi ki?

Sonra bir gün yine gazetede gördüm, Kazım Koyuncu KTÜ’de konser vermiş.  O zamanlar belki de yaş sınırına takılırdık belki, ama yine geç kalmıştım fark etmek konusunda.

Yine hayatın arka fonunu süslüyordu; Gelevera Deresi, Domivamis, Ben,  Ou Nana…

O dönem TRT haftada tek maçı şifresiz verirdi. Trabzonspor son maçta Olimpiyat Stadı’nda İstanbulspor ile oynayacak.  Kazanırsak Şampiyonlar Ligi ön eleme turunda mücadele edeceğiz. TRT kameraları kısa süreli aralarla Kazım’ı ekrana getiriyor. Hasta yatağından kalkıp gelmiş sevdiğinin peşine. Hatırlamayanlar için belirteyim, 5-0 kazanmıştık.

O dönemler daha lisedeyim.  Yaz tatili geldi, köyde boş boş yatıyorum filan.   Genelde 11-12 gibi yataktan kalkarım, o cumartesi günü ne olduysa erken kalktım. Karadeniz Tv de daha yeni sayılır, o dönem. Pek izlemezdim ama ne olduysa o gün izleyesim tuttu.  Yarım saate yakın bir zaman geçtikten sonra birden yayını kesip Kazım Koyuncu adına  ellerinde ne varsa yayınlamaya başladılar.  Ne oldu demeye varmadı, altyazı geçmeye başladı.  Elimde kumanda, gözümden akan yaşlar…  Yaşadığım nasıl bir şoktu bilmiyorum,  tüm gün ekran başında dünyanın her yanından Karadeniz Tv’ye akan mesajları okudum.  Arkada Gelevera Deresi, Didou Nana, Selimina, Narino, Ben Seni Sevdiğimi…

Üzerinden 7 yıl geçti, bilgisayarımda Kazım Koyuncu şarkılarının yanında halen 25.06.2005 yazısı  durmakta. Unutmamak için, bu yüzden bir yıla yakın Kazım dinleyememek pahasına…

Gençliğin sesleri olarak tanınan şovmenler o cumartesi gününde dahi Kazım Koyuncu’yu anmasalar da, Pazar akşamlarının reyting kralı İbo sadece “Dido diye bir şarkı söylüyordu, vefat etmiş, bla bla, kara üzüm habbesi ” demiş olsa da… Unutmadık, unutmayacağız…

 

 

Bir Yorum Yazın