BEŞİKTAŞ MAÇININ ARDINDAN

Şu sekiz haftalık süreçten sonra muazzam bir fırsat geçmişti elimize; olmadı.

Neden olmadı.

İlk yarıdaki baskılı ve coşkulu oyunu tüm maça yayamadığımız için olmadı.

Genel olarak neden sürdüremediğimizi düşününce orta sahamızın 60. dakikadan sonra tamamen düşmesini görüyorum ben.

Burada kilit nokta ise Sapara’nın milli takımından yorgun dönmesinin ve grip olarak oynamasının da önemli etkisi vardı sanıyorum.

Sakatlıktan yeni çıkan Soner Aydoğdu ve geçen hafta sahalara dönen Olcan’ın henüz tam performansa ulaşamadıkları aşikâr.

Yasin’in de kondisyonu maçı tamlamaya yetmeyince bütün yük stoperlerin ve beklerimizin sırtına kaldı.
Bu da oyunu kendi sahamızda kabul etmemize sebep oldu.

Barış’ın oyuna girmesindeki amaç sanırım bu dengeyi lehimize çevirecek bir baskı gücü kazanmaktı ama Barış da bu konuda çok katkı yapamadı.

İleri uçta topu tutmayışımızla birleşince, ilk yarısını tamamen domine ettiğimiz maçın ikinci yarısında inanılmaz şekilde mahkûm oynadık.

Bunları söylerken BJK oyuncularının gösterdiği direnç, inanç ve özveri benim kendi adıma futboldan keyif almama sebep olan önemli unsurlardan birisidir.

Janko’nun oyuna gerekenden çok geç girdiği kanaatindeyim.

Fakat antrenmanlarda ilk onbirde olmasına rağmen son çalışmada sakatlanarak yedek soyundurulan Janko’yu fazla riske etmek istememiş olabilir Güneş. Durum bu minvalde ise eğer bence Emre’nin oynatılması da bir alternatif olabilirdi. Fakat devre arasına önde girilen bir maçta skoru eşitliğe getiren rakibin karşısına derbi deneyimi olmayan bir yeteneği çıkarmak istememiş olabilir hoca.

Maçın iyilerini saymak gerekirse Onur ilk sırada olmalı, bire birlerde hatasızdı, yediği golde pozisyon hatası yapsa da Fernandes’in ölümcül şutunun da hakkını vermek şart. Zeki, Bamba, Emerson ve Yumlu (Yumlinho) bence güzel bir dörtlü oldular. Celustka ve Giray da burayı zorlayacaklardır. Zeki artık bence Serkan’ın yedeği değil bu kadronun ilk onbir elemanı olmalı.

Soner ve Sapara oyundan düşene kadar çok iyi işler yaptılar ve bence Zokora ligin mevkisinde tartışmasız en iyisi.

Bu kadroya Adrian, Alanzinho ve Colman da katılacak.

Daha iyi olmasını beklediğim isimlerin başında Halil geliyor. Olcan bir an önce form tutmalı.

Oynadığı dönemde savaşçı karakterini gösteren Volkan’ın da fiziksel olarak güçlenmesi ve takım oyununa daha çok adapte olması gerekli.

Takım genel olarak iyi savunma yapan ama skor üretemeyen bir görüntü çiziyor.
Defans tamam, sırada taarruz güçlerinin hazırlanması var yani.

Sevindirici olan bu evrim sürecini takımın yarıştan kopacak kadar kayıpla bitirmemesi olacaktır.

Üzücü olansa lider ile eşit puan seviyesine çıkmamızı sağlayacak bu maçtan sadece bir puanla ayrılmamız.

Benim güzel günlere inancım tam.

Devre arasında yapılacak iyi takviyelerle şampiyonluktan bile bahsedebiliriz.

Futbolda taraftar olarak üzerimize düşen destek vazifesini yaparsak bu sürecin daha da hızlı başlamasını sağlayabiliriz.

Maçın en güzel anı da bence bu fotoğraftır. :

Hocasının Elini öptü

22 Kasım 2008’de Gaziantepspor deplasmanındaki maçta ise genç oyuncuya ilk kez forma şansı tanımış, 11’de oynatmıştı. Samet Aybaba ile Soner, dün rakip oldu. 21 yaşındaki futbolcu, maçtan önce Aybaba’nın yanına giderek elini öptü. İkili bir süre sohbet edip, birbirlerine şans diledi.

Futbol asla sadece futbol değildir…

1967. golümüzü atan Marek Sapara’yı da ayrıca tebrik etmeliyiz…

Bir Yorum Yazın