AKİLLERİN GÖSTERDİĞİ YOL

Gündemin başlıca konularından biri akil insanlar. Siyasete girmeyeceğim ama bu akil adam olayları bizim yapımızdaki pek çok olayın baş aktörü.

tvem

Geçtiğimiz günlerde bir yerel haber sitesi Trabzonspor için başkan adayları belirleyip yoklama yaptı. Adını ilk kez duyduğum ve daha sonradan  sorunsal başkanın oğlu olduğunu öğrendiğim  aday oldukça yüksek oy almıştı.  Daha 1 yıl önce  tvem ile  iddialı bir giriş hedefi belirleyip bir yıl dolmadan iflas bayrağını çeken kişiydi bu aday. Koca Trabzonspor’a başkan adayı gösterilen kişi aynı zamanda. Peki ismini kim dillendiriyor camiada… Akil adamlarımız desek, yanlış olur mu?

Yine geçtiğimiz günlerden birinde bir akil adam Trabzonspor’un sadece futbola odaklanması gerektiğini, basketbol şubesine  verilen paranın hesabının sorulması gerektiğini belirten yazısı  yayımlandı yerel gazetelerden birinde.  Türkiye’nin Euroleague temsilcilerinden Beşiktaş’ın  bu yılki bütçesi 5 milyon euro civarı. İkinci ligdeki bir takıma ne kadar harcanmış olabilir ki?

Amatör sporlar olarak bakılan branşlarla ilgili düşüncem bellidir. Başarısız olunsa dahi üzerinde durulmalı. Hayri Gür Spor Salonu lokalizasyon olarak kötü bir yerde. Şehir merkezinde uygun bir yer mutlaka vardır.  10 bin kişilik bir spor salonu, hatta yarın öbür gün Euroleague ihtimalini düşünerek 15 bin kişilik bir spor salonu yapılsa…  Bu salona seyirci gelmesi için organizasyonlar ve  bütçe ayrılması…  Aynı salonu kullanabilecek   voleybol ve hentbol takımlarının oluşturulması…

Sosyal hayata etkisini hayal edebiliyor muyuz; edemediğimiz  için yapmıyoruz zaten.

yol

Spor dışına çıkacağım. Trabzon’da 20 bin kişilik bir konser organizasyonu düzenlenmek istense kullanılabilecek bir yer var mı? Herkesin birbirini ezdiği açık alanlar dışında şurası da var denilebilecek neresi var? Üstte bahsettiğim salon yapılırsa bu da mevcut olacak.  20 bin kişilik bir konserde biletler ortalama 20 liradan satılsa 400 bin tllik bir hasılat getirisi de düz matematiğin bir örneği.

Kısacası bir spor salonu yazları  konser gibi sosyal aktivitelere, diğer mevsimlerde ise yoğun bir spor organizasyonu maratonu ile  Trabzon’a çok şeyler katabilir. Ancak bu salona giden yoldaki en önemli  adımlardan biri olan iyi basketbol takımı kurulmasına akillerimiz karşı. Hepsi biliyor ki para kazandıkları futbol değerini kaybederse Trabzon’da, hatta olur da basketbol sevdası baskın gelirse en fazla zarar görecekler listesinde ilk sıradalar.

Dikkat edilirse onlardan ses gelmiyor şike sürecinde.  Daha doğrusu ses geliyor da  bir işe yaramıyor. Çünkü hep noktalar aynı.  Bizim her şeyimiz futbol, Trabzon bu ülke futbolunun rengi, Trabzonspor’a karşı adaletli davranılmalı… Bir gün olsun; “Yokluğumuzda değerimiz anlaşılsın” denilmedi (Olcay Çakır’ın Almanya’ya taşınma fikri vardı sanırım, yanlış hatırlamıyorsam).

Akillerimiz sağ olsun… Bugün de futbol konuşuyoruz, ülke futboluna kattığımız onca şeye rağmen yok sayılmamıza rağmen.

Bir gün Panathinaikos, Barcelona, CSKA Moskova, Caja Laboral gibi takımlarla Trabzon Arena’da oynadığımız Top 16-Top 8 maçlarının yaşattığı heyecanı paylaşmak dileğiyle…

Ve bir dipnot… Bu güzide blogun kurulmasında emeği geçen,  güncel tutulmasında desteklerini esirgemeyen ve okumaya değer gören  herkese 61. yazım dolayısıyla tekrar teşekkür ediyorum…

Bir Yorum Yazın